Gecelerin daha temiz
ve aydınlık olduğunu kimse bilemez,
O karanlığın içinde kordan gönüller,
yelkenden yürekler vardır,
Vardır da
karanlıklar matkapla delinmez.
Yaralanmışım;
Döşümden, kürek kemiğimden, baldırımdan.
Yaşam değil Sürek avı.
Ne yaparsan yap boş,
Koş babam koş.
Bir kadının koynunda açtım gözlerimi,
Ciğerlerime giren havayı,
Şevkat dolu bakışları,
Güven veren yumuşak dokunuşları,
Onda tanıdım bu duyguları.
Görmek için
Sevmek için,
İçin için yanıyor içim,
Yok yanmıyor
Belki de tutuşuyorum.
Ormanın içine koşuyorum
Okudum, gezdim, gördüm,
Bu yaşıma geldim öğrendim, dedim.
Düşündüm;
Yüzde doksandokuz bildiklerim
Yüzde bir bilmediklerim.
Yaşamıma takla attıran da bu oldu,
Cumhuriyet kadınları
Cumhuriyet altınından değerlidir...
Salacak ta çekilmiş
Eskilerden kalan
Bir fotoğraf karesinde
Kendimi görünce,
Film şeritleri geçmeye başladı,
Gözlerimin önünde.
Minik elli güzel doktor,
Ne var senin ellerin de?
Ne var parmakların da?
Dokununca bana
Parmak uçlarımdan geçip
Dağılıveriyor tüm vücuduma.
Geceyi sonsuz kılmak senin sıcaklığındaysa,
Gündüzü cehenneme çevirmek de
dudaklarında,
Beyaza kara deme nasıl alışkanlığınsa
Bunaltıyorsun
beni kendine özgü karmaşanda,
Şubat ayında toprak
Aynı lohusa kadın gibidir.
İkiside üremeye dönüş
sürecinin
kutsal hazzını yaşarlar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!