Hava soğuk buz gibi,
Üşüdüm ısınayım dedim
Keçiboynuzu pekmezi yedim,
İçim bayıldı
Canım eski kaşar çekti
Çok severim...
İnsanlar pişmanlar mı artık
Pompalanmış, şişirilmiş yaşamdan.
Sanmıyorum,
Ellerinde pompalar;
Bas biraz edebiyata,
Bas biraz dostluğa,
Kadın kocasına dönerek;
“Sus dizi seyrediyorum” demiş.
Erkek cevaplamış;
“Ben de senin güzel dizini” deyince
Kadın televizyonu ve ışığı kapatmış...
Sıcaklar üstüme
Bir kadın gibi geliyor
Kimi işveli sevecen
Kimi çıldırtan...
Aşkım sürgün verdi
Ben ise sürgün yedim,
Aslında ne o verdi
ne de ben yedim,
Şansızlık işte
Ama hep bu fiillere
Yalnızlığınla delebilirmisin karanlığı,
Gönderebilirmisin kötüleri
Gecelerden gündüze.
Cesaretin var mı?
Yıldızları görmeye
ve samanyolunun
Rakı içince ben Istanbul um,
Sol cebime yakamozları toplarım,
Sağ cebimden kelimeleri çıkarıp denize saçarım.
Islanmış kelimelerimi karşı kıyıdan bir kadın toplar,
Sonra onları koynunda kurular.
Kadın bakar, ben bakarım
Saat kaç?
Saatler genelde yuvarlak,
Ben elipsi severim
Ama 12 daha tepededir
Ve akrep daha zorlanır
12 den sonra ise
Pencerdeki tüller kenara toplanmıştı
Sokak hizasındaki pencerden gelip geçenler
Koltukta oturan adamla göz göze geliyorlardı,
Adamın karşısında bir koltuk
Koltukta da bir kadın vardı,
Kadının saçları banyodan yeni çıkmış gibi ıslaktı.
Düştüm, canım yandı.
Düş tün, sonunda gerçeği anladım.
Düşürdün, gönlüm yandı.
Düşündüm, geç kaldığımı anladım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!