Henüz görmemişken gözlerim seni,
Karanlık geceydin nursuz aynalar.
Fark edince birden sizdeki beni,
Yâr oldum sizlere yârsız aynalar.
Güller açar iken gönül bağında,
“Baba elken insana, anne ciğerden yana.”
Diye bir söz söylemiş güya atalar oğlum.
Sen böyle yalanlara aldanıp kanma sakın,
Babaları anlamayan dar kafalar, der oğlum.
Hiçbir baba yoktur ki pervane kesilmesin,
Şezlonga uzanınca tam denize nâzırdım;
Şemsiyemin altında uyumaya hazırdım.
Ağustosun güneşi yavaş yavaş erirken,
Şuh gülüşün nağmesi dalga dalga gelirken,
Boğulunca düşmanlar cesaret selimizde,
İstiklâl dua oldu Âkif’le dilimizde.
Türk ruhu bu duayla bir kez daha yoğruldu,
Vatanın altı üstü huşu ile doğruldu.
Zaferler yazılırken şehidimin kanıyla,
Ayrılığın suçunu yükleyip de kadere,
Elveda deyiverdin gelincikler açarken.
Gönlümü terk eyledin ebedi bir kedere;
Sevdanın şarabını ellerinden içerken.
Vuslatı düşler iken firkate döndü yolum.
Gönül bahçesinde gonca gül iken,
Her seher vaktinde kokladım seni.
Sevda durağından geçen yol iken,
Bıkmadan, hasretle bekledim seni.
Gözlerin gel diye yapınca çağrı,
Bir dostun nikahını kutlamak istiyorduk;
Ocak başı da denen bir mekana oturduk.
Servisler açılınca verildi siparişler.
Kimi balık isterken, kimi de kebap ister.
Ben yılları, yıllar beni izledi.
Hayat bir sır oldu, yıllar gizledi.
Güzel ne var ise gönül özledi.
Öylesine geçip gitti bir ömür.
Bir öte koşturduk, bir de beriye.
Sevgili uğruna gurbet ellerde,
Peşince yollanmış bizim şairler.
Aşkı hep inlemiş hazin tellerde.
Şakıyıp dillenmiş bizim şairler.
Yörük obasının giderken göçü,
Senin kucağına doğmuşum ben yıllar önce.
Vurulmuşum adeta karşımda seni görünce.
O yıllara dönünce, bu günün bitiminde,
Birkaç anı canlandı, gönlümün derinliğinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!