Yıllardır etrafı eder temaşa;
Zirvede oturur Toros Dağları.
Yaslarsa sırtını şöyle bir taşa,
Güneşi batırır Toros Dağları.
Sırdaşı her zaman çoban yıldızı;
El kıyması kavrulunca bir güzel,
Etrafa hoş koku saçar tantuni.
Tadına doyulmaz Mersin’e özel,
Uzaktan iştahı açar tantuni.
Çukur tepsi tan tun eder vurmadan,
Sevginle kurulur evin temeli;
Canıma can katan yarsın kadınım.
Her nefes alışta sana demeli;
İyi ki dünyamda varsın kadınım.
Beni tamamlayan eksik yanımsın;
Salıncak kurulur bazen dalına;
Çocuksu yanımız semâya uçar.
Kimisi sırtını dayar beline;
Yorgun nefesini seninle açar.
Hiç boyun eğmezsin dağın kışına.
Seni seviyorum demekse gaye,
Belirli bir güne gerek duyulmaz.
Etmişsen aşkını kalpte himaye,
Yıllanmış şaraptır ona doyulmaz.
Sevgililer günü bir kezse yılda,
Toplanır ahali davul çalınır;
Dağlarla bulutlar bir güreş tutar.
Biri peşrev vurur biri salınır;
Güçlü olan tozu dumana katar.
Omuz verir dağlar bulut sallanır;
Gökten tepemize paketten düştü,
Önce anlamadık, sır geldi diye.
Kuştüyü yatakta yatırdık puştu,
Bayram ettik, bir fırsat geldi diye.
Boynunda binlerce şehidin kanı,
Koca yıl, kocamış yıl, nereye gidiyorsun?
Son Aralık gecesinde elveda diyorsun.
Üç yüz altmış beş günü beraberce yaşarken,
Affet hata ettiysek, sonsuzluğa koşarken.
“Gelenler gidenleri aratır.” Deseler de,
Bilir misin yaşım şimdi kaç anne?
Ama önemi yok bunun hiç anne.
Ben hâlâ çocuğum senin yanında.
Sevmek için beni, değil geç anne.
Dünyaya getirdin, baktın, büyüttün.
Adını okudum mezar taşında;
Yüreğim yeniden parelendi dost.
Oturdum bir müddet yanı başında;
Gözlerim yaş ile harelendi dost.
Doğru sandın Azrail’in sözünü;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!