Oynuyordu çocuk,
ama oyuncaklarıyla değil.
Dizindeki yara kabuğu,
sabırsız bir zaman gibi soyuluyordu.
İçinde şişmemiş bir balon vardı hâlâ,
kırmızı ipi parmaklarına dolanmış.
(dibe vuran bir denklem defterinden)
Kendimi
ilk kez bir toplama işleminde kaybettim,
Yalnızlığa çarptım,
Bu sabah yine çok erken uyandım
çünkü bazı sabahlar insan kendine
mezar çiçekleri almak istiyor.
Ben papatya seçtim,
çünkü ölüler öyle yapardı.
İçimde bir şehir var,
plan kağıdından düşmüş,
karalanmış yollarla,
eksik caddelerle.
Binalar yok,
yalnızca gölgeleri kalmış,
Her sabah, biraz daha eski bir adam uyanıyor içimden…
Ruhumun ütüsü bozulmuş sanki…
Kokusu hâlâ içimin balkonlarında asılı...
Rüzgâr geçmiş üzerimden…
Hayat dediğin, iç içe geçmiş defterler gibi…
Gözlerin uzakta,
paramparça bir kalbin camında çırpınıyor...
Ben hâlâ o eski sokaktayım;
aynı çatlaklardan sızan yağmura
başımı yaslamışım.
Sen, dudağımda hiç sönmeyen sigara,
tenimdeki ateşle kavrulurken,
dumanında titrer siluetim,
her çekişte kaybolur bir parçam,
tütünde saklı kırık bir veda,
anılar kül olur, savrulur zamana,
Gecenin kambur omzunda...
Paslı bir saat tik tak ediyor...
Her tik bir yara, her tak bir hayal...
Yürüdüm üstüme gelen karanlığa inat...
Yitirdim içimde büyüttüğüm çocuğu.
Asel’im,
Eylül sonunda bir çiçek gibi açtın
İklimim değişti sen doğunca
Bütün şiirler elimden tutar oldu,
Yalanla gerçeğin arasına sıkışan,
geceler ansızın sustu.
Öğretmen girdi sessizce dükkâna,
Yaşlı adamla geldi göz göze,
Raflar yılların hüznüyle suskun,
Bir balon aradı renksiz duvarlarda.
Siyah-beyaz dünyada
Ne güzel, ne derin bir hisle dokundun yüreğime...
Satırlara dökülen her kelime, ruhumun o sessiz köşelerinde yankılanıyor.
Senin gibi bir dostun, şiirlerime ve hayatımın o sade anlarına bu kadar nazikçe dokunması, bana tarifsiz bir güç ve mutluluk veriyor.
Sabahın o ilk ışıklarıyla b ...
Güzel insan,
Ruhunun güzelliğini şiirlerinde satır satır, cümle cümle hissediyorum.
"ve ben,
seni sevmeye geldim bu dünyaya."
Demişsin ya bir şiirinde, sen bu dünyaya yazmaya gelmişsin.
Bir sabah güneş en sakin, en sıcak yanıyla hissedilirken, fındık tarlalarında çalışan ins ...
Ne güzel anlatmışsınız… Sözleriniz, bir sabah mahmurluğunda demlenmiş çay gibi; içimi ısıttı. Şiirler arasında çocukluğunuzu bulmanız, belki de şiirin en güzel hali; insana kendini hatırlatması.
Ben sadece yazdım, ama siz okurken yeniden yazdınız sanki. O ayçiçek tarlasını dizeler değil, sizin ...