Yüreğinden bir dilek tut…
Dileklerin en büyüğü olsun
Öyle büyükki, çizme hudut
İçine beyaz güvercinler dolsun
Beyaz bir mendil savur havaya
İnsan insana güvenmez oldu bu ara
Şangır şungur ses çıkarır fakir fukara
Etrafına bakta bir tahmin et bakalım
Acaba insanların kaçı bozuk para
Para hırsı paraya çevirdi insanı
Kimler geldi, kimler geçti
Bugün yenilen, yarın yendi
Bu düzen hep böyleydi
Hala bitmedi savaşlar
Ölenleri saysan sayılmaz
Tükenen biz miyiz, zaman mı?
Ayrılıklar hep bu kadar yaman mı?
Giden mi suçlu, arkadan bakan mı?
Çözemedim bunca sene
Çocukların birden yetişmesini
Bir sevdim bin yandım
Gözlerine kandım
Ömürlüksün sandım
Halimi gel de gör
Dünya sis ve yalan
Yaprakları yavaşdan dökülen
Sonbahar aylarını bekleyen
Kokmayan, kokusu geçen
Bir çiçeksin artık benim için
Kışın soğuğunda sırtıma vuran
Tahta gibi ol sudayken
Bulut gibi ol havadayken
Resim gibi ol duvardayken
Yakış durduğun yere
Topal gibi yürüme
Kaderi gibidir aynı iki gözü
Doğduğunda bembeyazdı kararmış
Tokatından daha acı koyar sözü
Koca dediğin neyede yararmış
Böyle mi olmalıydı herşey
Yazdıklarımı okumaya başladığında
Ve beni anlamaya başladığında
Umarım mutlu edebilmişimdir seni
Hayatı zorlamaya başladığında
Sana bu satırları yazarken ben
Sevinçten ağlamasına bile kıyamadığım
Saatlerce seyre dalmasına doyamadığım
Kaç kez rüyalarıma girdiğini sayamadığım
Yarimi istiyorum çok mu?
Kalbim cız eder eli elime değdiğinde
col motil yaş 13