İzmir’e gidiyorum güzeller güzeline
Üzümler yolun kenarında salkım salkım
İkindi vakti gözlerim birazcık dalgın
Güneşte bakıyor karşıdan baygın baygın
İzmir’e gidiyorum özeller özeline
İnansam mı inanmasam mı güzelliğine
İçim eriyor dokunduğumda ellerine
İçime şüphe düşüyor bakınca gözlerine
Gerçek misin hayal mi
Okudukça anladığım kitap gibisin
Gözü kapalı gelirim gel desen
Önüme katar gelirim sel desen
Dayanmaz beden ölür el desen
Herşeyimsin benim herşeyim
Ömrümü adarım uğruna sev desen
İnsan niye bunalır
Niye nefesi kesilir
Boğazını sıkan da yok durup dururken
Biri üzerine mi abanır
Ki altında ezilir
Kimsin sen, neler gizli o beyninde
Neler vermezdim seni çözmek için
Fırtınalar mı kopar o yüreğinde
Yoksa bir deniz misin, sakin dingin
Bir sokaktan ibaretsin karanlık
Karanlık bir odanın ortasında
Bir mum titrek titrek yanıp eriyen
Hem kısa ömrünün derin yasında
Hemde benim için içini yiyen
Gölgeleri bile belli belirsiz
Kimi zaman coşar gönüller
Kabardığı gibi denizin
Geçilmez önüne sürükler
İçinden çıkılmaz bu gizin
Kimi zaman konuşur diller
Kepenkler kapanır birer birer
Babalar çocuklar eve döner
Artık ocakların altı söner
Mahalle kararırken yavaştan
Renkler gibi azalır seslerde
İnsan insanı satarsa
Zengin fakiri yutarsa
Hazımsızlıktan yatarsa
Evet kriz var, kriz var…
Kimi tadından yiyemez
İnsana fena koyar kaybetmek
Ve belli etmemeye çalışır
Doğamızda olsa da harbetmek
İnsanı düşündürür kaybetmek
Öne eğip başını günlerce
col motil yaş 13