Babası oğlu Bayram'ı Çocuğu olmadığı için eşinden ayırmak istemiş.Bayram ise eşini çok sevdiğinden ayrılmak istememiş,babasının baskısına tahammül edemeyerek intihar etmiştir.Bu olay üzerine sevdiği şu ağıtı yakmış:
Kıramanın harmanı
Göynüklerin ormanı
Ağı yedim babacığım
Yok mu bunun dermanı?
Tren gelir öte öte
Kömürünü döke döke
Ben Mihalıççık'tan ayrıldım
Gözyaşımı döke döke
Masa üstünde roman
tüm şiirlerimi
oturup bi-çırpıda yazarım,
hem yazarım
hem inatçı duyguların mezarını kazarım.
sen bilmezsin
duymazsın
dün,yine ziyaret ettim mezarlığı
sordum,kendi kendime
kimin var buraya hazırlığı
kaçımız düşünür toprağın altını
varken beynimizde altın_ın ağırlığı
.
Bizim esamemiz okunmaz,
Üstadların nezdinde,
Aklına gelini yazmakla şair olunmaz,
Mazur görün bizi Üstad'ım.
Bizimkisi dil dökmek,
--tanıdık biri-
Sereserpe uzanıp,
yatıverdin,
elalem ne der sonra bize,
yapma!
Çağdaşlık mı,
öylesine yaşadık
ne bir isteğimiz gerçek oldu
ne şans yüzümüze güldü
bir kez!
muhtaç da olmadık hani
namerde
bir gün kurtulacağım elbet
boğazıma düğümlenip
düğüm düğüm olan
ve hıçkırıklarımla boğduğum
bu esaretten
o gün
avuçlarında çekirdekleri biriktirip
sonra zevkle yiyen çocuklardık biz
gazoz kapaklarından oyuncak
karpuz kabuğundan araba yapardık
şimdi avucumuz boş
oyuncaklarımız çok
'Uyku küçük ölümdür'derdi ninem,
Çok uyuyan çabuk ölür...!
Uyku ihtiyaç,
fazlası,zarar,
Uyumayalım,
Uyuturlar yoksa!
F Tipi cezaevinde yanarak ölen Muharrem Çetinkaya ile bağım yoktur.
Bilgilerinize...