yıllardır yanımdan ayırmadığım
bir hamaylıydı yokluğun.
ta ki;
yeni doğan bir bebeğin avucuna koyup
hediye ettiğim güne kadar…
Ben bu şiiri sana yazdım
haberin olmadı.
Bu şarkıyı senin için dinledim
duymadın.
Gıyabında kıydım nikahı
'evet'dedin,
Bir toplantıda bir genç M.Akif'i küçük düşürmek için:
-Affedersiniz, siz veteriner misiniz?
M.Akif hiç istifini bozmadan cevaplamış:
-Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:
Bizim forma vardı sırtında
siyah-beyaz
9 numara,
pas attın,
pas verdik,
çalım,çalım,çalım
ben senin için dağlarda
koyun güttüm
belki bir çiçeğin kokusunda bulurum
başkası benden önce bulmasın diye
dağlarda yattım
.
Biz gönülden kopardık
Koklayıp,çöpe attığınız
Elinizdeki gülleri
Hiç birini anlamadığınız
Bu güzel sözleri
Çentik, çentik
güldürüp,eğlendiriyorsun
cümle alemi;
gönül tuzağında yakaladığın
aslanlar gibi yüreğimi
prangalayıp
vefasız gönlünün
“Bekle” dediğin
akşamın olduğu yerde
bekledim bir ömür
anason yüklü umutlarla
ağzımda bir tuhaf kekremsi
karanlık gecelerde
Sana bi-daha yazmayacağım
demiştim,
ama tutamadım yine sözümü
hiç aramadın
hiç sormadın
sen hiç mi yoksun yoksa?
F Tipi cezaevinde yanarak ölen Muharrem Çetinkaya ile bağım yoktur.
Bilgilerinize...