Hey garson! Bana bir huzur…
Yanında kızarmış yüzler istemem
Ön şartlar ve bahaneler
Malum! Beynime dokunur
İçine limon sıktım sıkalı
Ne zaman kendimle kalsam baş başa
Mâbedime dalar ayak sesleri
Benliğim ürperir, düşer telâşa
Huzurumu çalar ayak sesleri
Yankılanır boşluk o meş’um sesle
Deryaya salınsa geri verirdi
Yüce dağa düşse karı erirdi
Gayyâ korkusundan sönüverirdi
Gönülleri yakan har olur hasret
Zaman haşmetiyle yürüdüğünde
Ağlayacaktım bugün, sen ne demeye yağdın?
Bulutuna hüzünle veda mı ettin yağmur?
Düğümlendi boğazım, dert üstüne dert yığdın
Şimşeklerle isyânın nidâ mı ettin yağmur?
Ya bir kuşun kanadı tetikledi acını
Akbaba gölgesinde çakallar
Salyalı dişleriyle
Av peşindeler…
Dağların tüm lâneti
Pis kokulu postlarına sinmiş
Ulumalarından kopan ihaneti
Ne kadar gevezesin ey sükût!
Yoruldum dinlemekten
Ayrılık ağıdını
Yüreğimde buz kalıpları
Çılgınlık köprüsünde avaz avaz
img src='http://img190.imageshack.us/img190/497/araf179.jpg'
Garibin hakkını elinden alıp
Ekmeği harama banmaktır gaflet
Yalanla, hileyle günaha dalıp
İblisi can dostu sanmaktır gaflet
Yürek arası kavgalarda
Ağlar süpürüldükçe sevdalar
Anılar buza yatar… Anılar usulca kaçar
Yakala saçlarından çılgınlığımı
Zaman ağır, ruhum dingin
Etraf sessiz, ufkum engin
Hora geçti bu âhengin
Ne güzelsin ey sükûnet!
Efkârımı yer böceğim
Koy masaya derdini, kopar hüznü dalından
Anlat bana kendini, damıt özü balından
Kır feleğin fendini, buse çal ayalından
Kağıt elde dillensin, aşk ne demek yazalım
Kalemi coşturalım yardan çiçek gelende
Terkedilen yürekler bilirim nasıl şaktır.
Lakin böyle sevdayı terk edende ahmaktır
Fazla demeyin kıymet bilmeyenlere haktır,
Merak ettim ahmağı bilmek geldi içimden
bu güzel şiiri ve şaire hanımı kutluyorum saygaılarımla hasan karabay
HAFTANIN ŞAİRİ: Mücella Pakdemir'i yürekten kutluyorum
nice başarılara