Boşuna değil sevmelerin..
sana biraz renk lazım...biraz kırmızı,biraz turuncu,biraz pembe
boşuna değildi sevmelerim
bana biraz can lazım,
biraz nefes,biraz hayat,biraz ekmek...
bana öyle söyleme..
(Şair Murat Karafereliye ithafen,)
Antigone,
Küçüktüm
dedem anlatırdı
Selanik dağlarında
(Şair Murat Karafereliye ithaf edilmiştir)
Antigone...
Yolları uzatıyorum inadına
avuçlarımda kayboluyor zaman
Artık büyüme göstergem sakal ve bıyıklarımın büyüme oranı değil.
Onların ne zaman beyazlamaya başladığını hatırlamıyorum bile.Bu tavır size biraz melankolik geldiyse eğer,şunu söylemeliyim ki; 20 li yaşlardan 30 lu yaşlara dogru gitmeye başlamışsanız,üstelik İstanbul da, tam karşınızda ve sizden uzak salınmaktaysa,hele bir de uğruna ruhunuzu pazara sürdüğünüz o sevgilinin gözlerinin nerede olduğu belli değilse.
O zaman geriye birtek şey kalır ki o da Cahit Sıtkıyla aynı yolların yarısında buluşmak.
Günlerden 21 haziran 1996 bu gün 29. yaşıma girdim.
21 haziranların genelinde nedense ruhumda hep buruk bir tad olmuştur ve tüm delirme nöbetlerim de böyle günlerde uğramıştır bana.Çıkaramamışımdır hiç “ballı incirlerin ve taze fasulyelerinin” tadını.İnsanlardan ve de özellikle sevgililerden yediğim kazıklar acıtmıştır canımı.
... İşte yine böylesi günlerden birindeyim.Yalovadan çıktım yola(Mavi gözlü tay’ım) İzmire gitmekteyim.Uzun bir aradan sonra özgürüm yani.
By godot 'nun daha henüz bıyıkları terlememiş,
Çakısıyla,
Çakısıyla slogan kazıyor duvarlara,
Bu yüzden miş gelememesi oralara.....
Ama sen beklemeye devam et,
Sıcak yemek getirecek ve sıcak bir yatak.
Benim sevgili Akdeniz çiçeğim....
Galiba sana heyecan çiçeği de demeliyim,
Yoksa korku çiçeği mi?
Biraz sabretsen,biraz beklesen ne çıkar..
Geleceğim.
İşim vardı kusura bakma,şimdi de var
Bu benim antigone’um,
Sophecles’le ilgisi yok
..Bu kızın babası yok,
anasıda,hatta kardeşleride,
Belki de var bilmiyorum,
Bilmezdim ki,
Çingene çadırları kurulduğunda,
Güneş bile tutulurmuş....
Tutuldun işte A çocuk!
Kaçtı ipin ucu
Dönüp baktın geriye,
Bir zehir zıkkım kahve için bekleriz sizi...
İzdüşümlerimizde kaybolurda..
Yeniden buluruz belki geçmişimizi
Eh! gerisi yetişir artık yüreğimize..
İstersen sek sek,istersen bez bebek taşı ruhuna
bir anlam bulduktan sonra varoluşuna.
-Bu şiir insanlık tarihinin en pis ve sinsi savaşlarından biri olan Körfez savaşında yitip giden tüm çocuklara adanmıştır-
13 yaşında aldı ilk kez eline silahı
Adı, Ahmer Yasir
Daha iki yıl önce
Yaşamın iğreti ucunda
Şiirleri okurken etkilenmemek mümkün değil...usta işi, insanı derinden çarpan satırlar...şaire delilik şiire yol açıklığı dilemek gerek...