Bir nehir gibi aktı yine kemeraltında gün
Ayakkabıcı çırakları gidiyor akşama doğru
Azizler sokağından Beşlercesi onlarcası
Evlerine kadar bile yetmez hiçbirinin
Aldıkları brostancası*
Karen Nehrinin kıyısında ben,
Taş atıp hayal kurardım
O zaman
aptal ve genç olan ben
Erişilmez ve doğru olanı arardım.
Su akar,su büyür ve nehir taşardı..
Elma Dersem ne yana,
Armut dersem ne yana
Döne döne,yana yana
Ağlaya oynaya bir cocuktun,
Zeytin' taraşlarında'*hırsız
hayat bir saklambaç gibi..
bir tut bir kaç..bir tut bir kaç..
daha kaç çingene çocuk büyüyecek bilmiyorum içimizde
ama hala oynuyoruz oyunlarımızı..
bir tut, bir kaç.. bir tuut..bir kaç
kimi kız kulesinde saklanıyor...gölgeleriyle oynaşıp
Eyy! ışıkları kirpiklerimden sarı,
serserilerini kendi kirleriyle saklayan ışık yüzlü şehrim.
Eyy! hikayelerimin en yakın tanığı Antigone,
bütün yitirdiklerimin,kavuşmalarımın
ve sırlarımın aynası Antigone
artık nerdesin....
Büyük oyuncu doğrusu
Şu hayat,
Heyhaat verdiğim bütün savaşlar,
sonuç hep aynı....
ŞAHH! - MATT.
Bir çıkış yolu..
bir çıkış yolu olmalı bunun.
Bin ışık yılı boyunca yanıp sönen
ölümlerimizin cevaplarına.
Yada ne bileyim
en derin felsefelerini yapmadan
Hani,
Kırlarda koşuşan kötü çocuklardık ya biz
Kaygıyla birleşen ellerimiz
Korkularımız adına yenik düşmeseydi eğer
Ne zangocun çalması çanlarını
Ne ölmesi fahişenin gecenin bağrında
Bütün çanlar çaldı
eyy serseri kız, küçük kız
bütün çanları çaldım
küçük serseri kız
bütün yolları denedim
yine de yoksun
Bir sevgili buldum kendime
Yosmanın biri adı 'Zaman'
Sana inat diri göğüslerine geçirdim ellerimi
Adını ' Hasret' koydum Orospunun çocuğuna
Çocuğuma..
Şiirleri okurken etkilenmemek mümkün değil...usta işi, insanı derinden çarpan satırlar...şaire delilik şiire yol açıklığı dilemek gerek...