Sen hiç “efes’in çatısında viski içtinmi
Yatına binip te 4 kadınla aşk-meşk ettin mi…
Gökleri delen otellerde tepsi üstünde”karı”oynattın mı *
Sen hiç villa gördünmü
Kuş tüyü yataklarda dilberlerle uyudun mu
Bindin mi bıçkın gibi siyah bir arabaya
Kâh içinden deniz geçer,kâh o denizin içinde.
Yosuna tutmuş kokusu,tüyden hafif taştan ağır biçimde.
Atmış tortusunu hayatın,Kalmış günün yorgunluğundan.
Bu günü çoktan unutmuş,
Kâh o gelecek içinde,kâh gelecek onun içinde...
Sen,Ben ve o,
ve bir de benim ellerim.
Zamansızlığın telaşında yontularken onu,
Buluverdik molozlarında mermerin.
Kendimizi ararken,taşın ruhunda.
Bahtiyarız bu gün de,farkına vardık evrenin...
Taş kesilse de sussa herşey,
Ve sonra yine taş konuşsa.
Taş yalan söylemez nasılsa,
Taş unutmaz,taş yargılamaz,taş aldatmaz...
Taşa yazarsan derdini;
Taş kesilir kalırsın,bulunca taşın ruhunda kendini.
Şiirleri okurken etkilenmemek mümkün değil...usta işi, insanı derinden çarpan satırlar...şaire delilik şiire yol açıklığı dilemek gerek...