Masal ve romanlar da okurdum
Rüyada görülen güzele aşık olunduğunu
Olacak iş değil,yahu derdim hep.
Başa gelinmeyince bilinmiyor işte,
Görmeden sevdiğim.
İster alınyazısı de,istersen kader
Bırak artık yakamı.
Bu kadar mı zorlanır garibanın yaşamı.
Dolunayın da senin olsun.
Denizin de.
Sen atla mehtaplı gecelerde serin sulara.
Sen seyret.su üstündeki ışık oyunlarını.
Hiç mi hiç aklıma gelmezdi.
Seni uğurlarken,çırılçıplak kalacağım.
O ana kadar,
Taki seni benden alıp giden,
O araba denilen tekerleki taşıtın
Ben gidiyorum diye kornasına basmasına kadar.
Geceleri uykumu bölmeye,
İstemim dışında rüyalarıma girmeye,
Çalan her zilde kapıya koşmama,
Değer miydin?
Değmezmişsin be canımın içi.
Senin de bir farkın yok.Çevremdekilerden.
Hiç yaşadın mı? bebeğim bilmiyorum.
Umutların bittiğ anı.
Hani bitti herşey derken
O çalan telefonu.
Olasılığı yok.Artık bitti.Derken
Çalan o kapının zilini.
Adını koymuşlar Emine
Her lafın dayanır yemine
Ciğerlerin dlim,dilim diline
Bir bir verile eline
Dimdik dikeler kabrine
Benzesin kabrin nöbet yerine
Gecenin bir yarısında bir adam dolaşıyordu.Yalınız.
Yağan karların altındaki sokaklarda.
Kardan adama dönmüştü.Yakası kalkık paltosunun içinde.
Kar mı hayallerini,hayelleri mi karı örtüyordu.
Çıkamıyordu işin içinden.
Birden aklından geçirdi,'Ankara'ya öyla yakışıyordu ki kar'şiirinin dizelerini.
Bir güz mevsimiydi.
Adının Güzin olduğu gibi mevsim de güzdü.
İlk kez asıyorduk okulumuzu.
Bıktığımızdan artık kitap arası mektuplaşmalardan.
Buluşmaya karar vermiştik parkımızda.
Birbirine dolaşıyordu ellerimiz.
Şafağın günle buluşmasını gördüm.
Hikayelere inanamam.
Suyun toprakla buluşmasını gördüm.
Hasrete inanamam.
Uçurtmanın rüzgarla buluşmasını gördüm.
Uçmamaya inanamam.
Bu kaçıncı darbe! Bu kaçıncı yere yıkılışın.
Daha dün gibiydi bir daha olmayacak deyişin.
Hoşunamı gidiyor insanlardan kazık yeyişin.
Son olsun artık.Bu aşk,sevgi arayışın.
Gerçek sevgi cennetini bulmak için
Buralardan gel gidelim gönül.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!