beni yalnızlığıma bıraktığın anlardı
tüm pencereler ve kapılar kapandı
ıssız bir oda sessiz bir yürek elimde kaldı
soruyorsun ya neden vazgeçtim yaşamaktan
kurtulamadım kalbime bıraktığın parmaklıklardan
Ne mutluyum nede mutsuz
Ne ağlıyorum nede gülüyorum
İçimde koca kara bir delik
Usul usul yürüyorum
Tüm bedenim uyuşuk
Hissetmiyorum iyi kötü hiç birşey
o zifiri karanlık
ama güneşten aydınlık bakan
gözlerini çok özledim
hiç kimse senin kadar cesur değil
ve hiç kimse senin gibi sevmiyor
omuzuna başımı koyup ağlamayı
ne zaman gitmeye karar versem
kalın bir duvar örülüyor tam karşımda
o duvara çarpıp soluğu sende alıyorum
denizin dalgası gibiyim birazda
her ne kadar sana gelmek istesem
derin bir rüzgar itiyor beni uzaklara
Notalarım dökülmüş yerlere
Do ağlıyor mi yaralı
La kaybetmiş umutlarını
Toplansalar yeniden
Dizi dizi sıralansalar porteme
Biraz hüzünlü biraz sevgi dolu
sabret gönül bu da geçecek
neler geçip gitmedi ki şimdiye dek
bir kuyruklu yıldıza takılıp gitme
aç ellerini ALLAH'tan sabır iste
herşey gibi bu da geçecek
sana karışmadım
sana alışmadım
ben oldum hep
hiç değişmedim
dünya gibiyim dönüyorum
bir mevsim bahar
mavi gökyüzünü siyah bulutlar sarsa da
ellerin kolların bağlı kalsa da
gözündeki yaşlara yasaklar koyulsa da
kaybetme umudunu sarıl sıkıca
güneş küsüp bir daha doğmasa da
Önce alıştım
Varlığınla yokluğunu
Koyun koyuna
Sarmaş dolaş yaşamaya
Sonraki zamanlarda
Başka bir tene dokunan ellerini
O gün
O gün anlamıştım aslında
İmkansız derken
Senin dünyadaki cennet ve cehennemim olacağını
Yinede ihtimal vermek istemedim
Sade bir rüyaydın nihayetinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!