İnsan bazı şeyleri yaşayarak öğrenirmiş.
Öyle diyorlar
Benim ne kadar çok öğreneceğim şey varmış meğer
Şu yaşadığım şeyleri katınca hesaba
Sanki bütün dünya öğretmen olmuş,
bense tembel öğrenci.
Bak Rabbim,
Bir ömrü getirdim, koydum avuçlarına...
Gökyüzüne hep sen istivâ etmiştin.
Ben bile beni bilmezken, sen beni bilmiştin.
Varlık denilen bu cihân-ı temâşâda beni var etmiştin.
Bir kanat takmıştın ruhuma, uçurmuştun bedenimi
Kelimelerin ötesinde anlam yüklenir Zât'ına.
Anlamlar anlamsızdır, anlamlardan öte Zât'ında.
Zât'ında bir anlam bulmak için anlamlar yükledim zâtıma.
Tüm anlamlardan münezzehtir Zâ'tın, zâtımda.
MİHRİBAN SAYDAM
Sonbaharın hüznüyle geldim.
Bir yaprak gibi dalından kopup,
Düştüm dünyaya.
Yağmurlar yıkadı bedenimi.
Ben ilk gözyaşımı yağmurlarla döktüm,
Bir damla toprağa can verdi, hayat verdi
Kelimeler dökülüyor içimden,
içimin yağmurlarından, birer birer sokaklara
Islatıyor çaresizlikten kıvranan tüm inançları
Taşıyor taşıyor almıyor artık nefret şehirleri
bu kelimelerden yağmurları
Bir kıyı arıyor dökülmek için umut denizine,
Koyunca başımı yastığın ucuna
Hüzünden yağmurlar dökülüyor avuçlarıma
Kimse kimsenin kimsesizliğini bilemez
Sessizlikle boğulmuşsa sesi
Yorgunum,
Yüreğime dağlar yığılmış
Tuzla buz olmuş resmen
Ama inatla hayatın yakasına yapışmışım
Bir güne daha açmak için gözlerimi
Bir günü daha yaşayabilmek için doya doya
Leylaklar açmış bahçemde
Göğsümü doldurur misk kokusu
Gezinirim aralarında
Sanki hayat cennet tortusu
Yüreğini serin tutmayı bilmeli insan
Bu kelimeler benim kelimelerim değil!
Tıpkı bedenimin benim bedenim olmadığı gibi.
Bak hiçlik perdesi yırtıldı, varoluşsal sorgularda.
Anlamları gizledim, puslu camların ardında.
Yaprak yaprak dökülüyor içimden bir şeyler
Köpürüyor göğsüme sıkıştırdığım hissiyat
Öyle acıyor ki beni ben yapan acılarım
Ben acılarımı cümlelere vurmak zorundayım
Çığlık çığlığa bağırıyor içimde bir şeyler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!