Bir ekmeği böldükte, bir hüznü bölemedik
Hep aşikar ağlardın, gözyaşını göremedik
Yaşarken değerini, kıymetini bilemedik
Ölüm müydü, bilmem aklı başa getiren
Evinin duvarları dönmüştü taşlara
İçimde farklı bir şeyler var
Satırlara dökülmek isteyen.
Bir kağıt üzerinde kalemle dans etmek,
Bir kelimede nefes almak,
Bir cümlede mutlu olmak,
Bir şiirde iz bırakmak,
Cılız bedenim zorlukları aşamıyor.
İçimde birikenler taştı, taşamıyor.
Bu ruh bu bedende artık yaşamıyor.
İnsan ne yapsa kendinden kaçamıyor.
Geçiriyorum içimde öfke nöbetleri.
Yağma hüznümün üzerine, ey kar!
Kaplasanda üstünü beyaza, ne kâr!
O içimde duran karanlık duvar
Sen silmeye çalışsanda var
MİHRİBAN SAYDAM
Karanlıklarda bir şehir var, görünmeyen
Bir ben yaşar, o şehirde adı dahi bilinmeyen
Herkes uyur, uyanmak için aydınlığa
Çocuk nasıl, bilinmez aşık olmuş karanlığa
Karanlıklarda bir yaşam var, farkına varılmayan
Karanlıklarda bir ses, var uğultusu içimi saran
Gitmek istiyorum derken kasveti yolumu
kaplayan.
Karanlıklarda bir ses var, kulakları sağır eden
Gelir diyorlar hiç döner mi terk eden.
Benim içimde keşfedilmemiş kıtalarım var.
Hüzünden adalarım,
Yağmurdan ülkelerim,
Kumdan kalelerim var.
Çamurdan halkım,
İçimi kaplar sonsuz bir öfke
Yüzümde gülümseyen bir maske
Ruhumu kemirir her bir keşke
Ne olur kurtar beni bu çukurdan
Karanlığıma karanlık renk oldum
Vuslatgâhım!
Sana ulaşmak için dünyayı bırakıp geldim.
Azrail dost olmuştu da, arayı ondan uzatıp geldim.
Kader mi desem ecel mi, mâni olsa da kaçıp geldim.
Dünyada sırtımı güvenle yasladığım, ben geldim.
Gözlerimde mahpus uyku saklı
Düşen kafam sarsılmakla yasaklı
Kafamdakiler kirli pasaklı
Tarif edilemez müthiş bir yorgunluk
Git gide büyüyor gözümde işler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!