Ve vazgeçtikleriniz vardır
İstemeye istemeye zorla
Bir tabutun içinde
Bir kefenin beyazında
Bir mezarın başında
Hiç değişmemiş rüzgarının sertliği bu şehrin
Hala aynı şiddetiyle esiyor
Her şey yine yerli yerinde
Bir tek çocukları göremedim
Hani o her şeye rağmen gülmeyi dost edinenleri
Yoksa sokaklarda gerisi hep aynı yerinde
Hiç kendini boğazını tıkayan birşeyi
yutkunurken buldun mu?
Eğer bulmadıysan soruyorum sana : sen hiç
insan oldun mu?
Ya hiç böyle dökülmemesi için o damlanın
gözünden?
Sevilmez mi gökyüzü.
Kuşlar, mavi bulutlar.
Sevilmez mi gökyüzü
Yağmurla yeşeren umutlar.
Bu dünyada çaresizce ne ararsın?
Neden bu kadar acizsin de, herşeye kanarsın?
Çok yaralanıp da için için kanarsın.
Her gün ölmek için neden yaraların saransın?
Anlamaz mısın?
Yalansın insanoğlu yalansın...
Bir çocuk üşür, yok giyinecek kabanı
Sen beğenmez, sürekli değiştirirsin abanı
Bir çocuk üzülür, yok saçını okşayanı
Sen istersin, sevdiklerinden uzak yaşamayı
Çaresiz kalmış kadınlar cehennemidir bu dünya.
Kimsesizliğin mahzun bakışlarıyla,
hep ıslak gözleri vardır kadınların.
Umudu tükenmiş, yorgun,
bir parça sevgi uğruna kandırılmış.
Mutluluğu kursağında bırakan hayatları imzalamışlardır kanlarıyla, canlarıyla.
Bir karanlık uçurum
Düştükçe karanlığa boğuluyorum
Birden karanlık ben oluyorum
Benden öte şeyleri düşünüyorum
Düşünceme takılıyor koca gezegen
Köpürdü simsiyah geceden dumanlar
Işıksızlık üzerinde kara kara adamlar
Zihinleri zorlayan binbir yalanlar
Aynımla ben arasındaki farkı kim anlar
Benliğim sıyrılmış, yaban olmuş bana
Bir şiir kolay yetişmiyor
Anaların göğüslerinden boşalıyor acı, doyurmak için şair evlatları
Ninniler okunuyor kim bilir belki de ağıt
cıgara kokulu, derdini yüreğine taş gibi basan babaların dudaklarında
Gökyüzü çarşafları örtülüyor şairin üzerine yoksullukla yıkanmış çaresizlik gibi kokular saçıyor bu çarşaflar
Büyüyor şair yetişiyor şiir dimağlarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!