Mevlani Ulusoy Şiirleri - Şair Mevlani U ...

Mevlani Ulusoy

“Bilgine her gün yeni bir şey eklemiyorsan, gün geçtikçe azalır.”
(Çin Atasözü)

GİRİŞ

Birkaç yıl yöneticilik yaptım ama asıl mesleğim öğretmenlik. Kırklı yaşları bitirdim, ellili yaşlara merdiven dayadım. Daha ne kadar yaşarım bilemiyorum. Yaşamımı sorguladığımda başımdan geçen olayları, olguları yeniden yaşıyor gibi oluyorum. Geriye dönüp baktığımda herkes gibi benimde acı tatlı birçok anılarım, gözlemlerim ve tespitlerim olduğunu düşünüyorum. Bunları sizlerle paylaşmayı çok isterim. Bugüne kadar böyle bir fırsatım olmadı. Ancak şimdi Antoloji.com’la tanıştım ve bu fırsatı yakaladığımı sanıyorum.

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Köy Enstitüsü’nün ulu neferi,
Bozkırın toprağına ekti bideri.
Ömrü boyunca çekmiş kederi,
Yazar Talip Apaydın’ı yitirdik.

Müziği sever, keman çalardı.

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Yurt ve dünya sorunları üzerinde düşünmek, düşündüklerimizi sözlü ve yazılı olarak açıklamak ve toplumun çeşitli kesimlerine yaymak yasal, meşru bir haktır. Çağdaş, demokrat, Atatürkçü bir insan, yurttaş ve öğretmen olmanın gereğidir. Bu yurt ve ulusa sevdalı olmamızın sonucudur.
Türk öğretmeni de bir insan ve yurttaştır. Düşünüp fikir, görüş ve projeler üretecektir, üretmek zorundadır. Çünkü, öğretmenin yaptığı kamu hizmeti, yetiştirdiği öğrenciler ve geliştirdiği ilişkiler ağı yani eğitim dinamik bir süreçtir. Öğretmenin düşünmesinden asla korkulmamalı, aksine onu destekleyerek yüreklendirip özendirilmelidir. Öğretmenin düşünmesinden; en başta çocuklarımız, ülkemiz, toplumumuz ve demokrasimiz kazançlı çıkar. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz öğretmenle gelişir, derinleşir, güzelleşir ve yeni boyutlar kazanır.
Eğitbilim (Pedagoji) diye bir bilim vardır. Eğitimin amaçlarını, ilkelerini, yöntem ve düzgülerini inceleyen ve eğitim çalışmalarını kurallara bağlayan bir bilim olduğu doğrudur. Hatta, öğretmenlik sanatı, uygulaması ya da mesleği için gerekli bilgi ve becerileri kazandıran bilim dalı olması yönünden de çok önemlidir. Ancak, dünyanın her ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de eğitim, devleti yöneten bürokratik ve siyasal kadroların rengini taşır, sosyal, ekonomik ve kültürel yapılardan soyutlanıp ele alınamaz. Eğitim olgusu, ülkemizin içinde bulunduğu genel düzenin bir uzantısıdır. İçinde yaşadığımız bu genel düzene temelden çatıya kadar bağımlıdır. Genelde eğitimin sorunları, özelde ise öğretmenlerin ve öğrencilerin sorunları, toplumun genel sorunlarıyla iç içe olup kaynaşıktır. Toplumun genel sorunlarına akılcı, gerçekçi ve doğru çözümler getirildikçe bizim sorunlarımız da kolayca çözülecektir. Yapılan bunca çalışmalar geniş halk kitlelerinin yararına ve toplumsal adalete uygun olacaktır.
Çağımız ve ülkemiz hızlı bir değişim yaşamaktadır. Bilim ve teknoloji sınır tanımamakta ve çağa damgasını vurmaktadır. Daha önce elde edilen bilgiler hızla eskimekte ve yeni bilgiler üretilmektedir. Yarın öğreneceğimiz daha az şey kalacaktır. Televizyon, video, CD, bilgisayar ve internet toplumsal yapı ve kurumları değişime zorlamaktadır. Toplumumuz bilgi bombardımanına tutulup, büyük bir şok dalgasıyla karşı karşıya kalmıştır. Oysa, çağımızda buna rağmen, eğitim yine de evrensel değildir. Çünkü, toplumlar birbirinden çok farklı siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeylerde bulunmaktadır. Dünya ölçeğinde ülkelerin eğitim sistemleri farklı özellikler taşımaktadır. Henüz bütün insanlığı kucaklayan evrensel bir eğitim sistemi de ortaya çıkmamıştır. Bunun içindir ki; eğitim evrensel olmadan önce ulusal ve toplumsal bir olgudur. Bu nedenle yurt ve insan gerçeğine dayanmak zorundadır. Gerçeklere gözümüzü kapayarak Fransız değil Japon eğitim modelini de alsak boşunadır. Eğitim tarihimiz bunun olumsuz örnekleriyle doludur. Her sorunumuzda olduğu gibi çağın gelişmelerini dikkatle izleyerek, eğitim sorununda da hareket noktamız Türkiye gerçekleri olmalı, Türk insanı ve toplumunun gereksinimleri temel alınmalıdır.
Bugün Türk Eğitim Sistemi örgün ve yaygın eğitim alanında küçümsenmeyecek bilgi, deneyim ve birikime sahiptir. Okulöncesi Eğitimden Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Temel Eğitime (İlköğretim) , Ortaöğretimden Yükseköğretime ve Çıraklık Eğitiminden Halk Eğitimine çok önemli mesafeler almıştır. Sorunlarımız yok mudur? Elbette vardır. Bazı sancılar içinde kıvransak da, çıkmazları yaşasak da gelecekten asla umutsuz olmayalım. Eğitimin yönünü her yıl biraz daha çağa, ileriye ve halka doğru çekmeli, Atatürkçü eğitim anlayışından uzaklaşmalara fırsat verilmemelidir. Eğitim kurumlarımızda bilimin ve aklın aydınlığında eğitim yapılmalıdır. Öğretmenler mesleki, ekonomik ve moral açısından güçlendirilmeli, öğrencilerimizle birlikte baskıdan uzak, özgürlükçü, barışçı ve demokratik bir ortama hızla kavuşturulmalıdır. Öğrenciler eleştiri ve tartışma ortamına çekilerek edebi, sanatsal ve bilimsel yapıtları okumaya alıştırılmalıdır. Ezbercilik ve aktarmacılık yönteminden süratle vazgeçilmelidir. Gözleme, araştırmaya, incelemeye, yaratıcılığa ve üretkenliğe dönük eğitim-öğretim süreçlerine ağırlık verilmelidir. Yaratıcı toplum yolunda eğitim için etkinlik gösteren bütün öğretmen ve öğrenciler çeşitli şekillerde eğitsel amaçlarla ödüllendirilmelidir. Bu yönde de olumlu çabaların olduğunu mutlaka izleyip görmekteyiz.
Dünya ve ülkemiz nereye doğru gidiyor? Çağımızda ve ülkemizde neler yapılmak isteniyor? Bu sorular kapalı değil elbet. Nereye gidildiği ve ne yapılmak istendiği açıkça bellidir. Eğitimciler dünya ve yurt sorunlarını doğru anlamaya çalışmalı, insanımızı haksızlıklara, yolsuzluklara, adaletsizliklere tavır koyan, kendisi ve toplumuyla barışık, gerçekleri ve hakkını arayan bireyler durumuna getirmelidir. Akıl, bilim ve çağa ters düşmeden eğitim daha da geliştirilip, derinleştirilmelidir.

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Sağlıklı beslen, özen göster canına
Kuruyan, solan çiçeklere dönersin.
Güvenme, aldanma dünya malına!
Kuruyan, solan çiçeklere dönersin.

Hayırsız olan evlat, sözünü tutmaz

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Gazi’miz gibi yola azimli çıkmazsak,
Ulusal mücadele yolunu tutmazsak,
Tam bağımsızlık ateşini yakmazsak,
Yoksa halimiz perişandır dostlar!

Karanlığa gidiş neden diye sorulmalı,

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Garip olan insan garipleri üzer mi?
Sevgi için çırpınan birini ezer mi?
Usumdan geçeni yüreğin sezer mi?
Hele nenni nenni yar nenni!
Yüreğim ezik, gülemem dost nenni…

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Okullar
Okulum
Öğrenciler
Hayallerim
Yaşadıklarım
Aklıma düşse

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Bağınız, bahçeniz, tarlanız neyi söyler?
Üretim olmazsa viraneye döner köyler,
Yetmez ama evet diyen destekçi körler,
Derdine derman bulamaz ey yar!

Tarihini, dilini ve coğrafyanı bilmeyen

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Ceyhan nehri akar, gider
Çoban, dağda sığır güder
Fakirin derdi fakire yeter,
Hey gidi, fani dünya hey!

Çiçek açmaz elmanın dalı,

Devamını Oku
Mevlani Ulusoy

Eruh’a, Şemdinli’ye baskın yapıldı
Nedense, olayın çapı küçük sanıldı
Yurdu yöneten beyler, fena yanıldı
Kurulan tuzakların farkına vardık.

Sevr’e dayalı plan, sinsice yürüyor

Devamını Oku