Günlere sığmıyor artık telaşlarım,
Aklım bakışlarına kayıyor, bakışların da bana...
Kirli üstlerimiz kanlı yastık savaşlarımızda,
Usulca soyunsak...
Çoktandır;
Bakmıyor çehre göğe,
Yanıtlamıyor Tanrı duaları,
Alkışlamıyor eller,
Yazmıyor kalemler,
Akmıyor gözden matemler.
Bugün,
Dünyanın en muhteşem terk edilişine tanık olanların kutsal kıyamet günü,
Elleri boş kalanların,
Kalplerine yalnızlık dolanların ve ruhlarını asanların günü.
Kendimden biliyorum,
Hepsi kehribar kokulu maviliklerin düşünde düşüyor kimsesizliğe,
Çıplak kalan bir bedenin titremesine benzer Leyla.
Ürkek, masum ve cesur.
'Soyun! ' demişler, düşünmeden soyunmuş.
'Sorun! ' demişler, sorun olmuş.
Yanmış, bitmiş, kül olmamış.
Kadınsal düşün ortasındaydı, bölünmüşlüğün başında.
Hayalinden kopan kırıkları toplamaya koyulurken, ruhu başkaydı, bambaşka.
Halinden meshul olanlara sitem kusmak üzereyken, çizildi eli kırıklarla.
Karnındayken bir eli ve aklındayken gebeliği, süslenmişti diğeri, kanla.
Bir çemberin ortasında, dönüp duruyor yarı çapında.
Tama bürünemeden farkediyor kendini engelliler çağında.
I.
Kayıp kentin yakınlarında duyulur sesi,
Ona gitmek, yitmektir.
Kansız ecdadların her birine küfretmektir
Saklambaç oynayan çocuğun nefesi.
'Bugün, günlerden mart, aylardan perşembe ve saat 35:18.'
Birisinin ölüm fermanını imzalıyor Tanrı,
Ustalıkla!
Gözlerinde hissizlik diz boyu -ki uzundur bacakları-.
Ne zaman canını alacak olsa herhangi birisinin,
Korkma;
Bu gece, birçok kelime ezberleyip fısıldamayacağım kulağına,
Sıcağından bunalan terli ruhumla da uzanmayacağım yanına.
Bu gece, sadece kadehimi kaldıracağım Tanrı'ya
Ve diyeceğim ki;
'Affet beni, aşka dair ettiğim duaların hepsi yalan, kandırdım seni! '
Kundaklıyorum bebeklerin ayak izlerini kaldırım taşlarına,
Hepsi dizginliyor kendini, hepsi şen şakrak, deli.
Törpülerim sadece ahkam cilasında,
Kesintisiz kurmaya çalışırken bağlantıyı körlük sefasıyla.
Sanki kıkırdıyor kahraman sessizliğinde birkaç körpe,
'Bir hüzün doğurdum ve adını 'çocuk' koydum, artık kalbim yok benim...'
Sen gidiyorsun,
Gözlerim ardından su döküyor.
Sağır bir dilencinin, konuşmaya ihtiyaç duyması gibi,
Gelmeni bekliyor yalnızlığım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!