Bir mum ne kadar çok yanarsa o kadar çabuk bitiyor.
Aşk ne kadar çabuk büyürse o kadar çabuk yaşlanıp yok oluyor.
İnsanlara ne kadar değer verirsen, o kadar değersizleşiyorsun.
İnsanları değil yaşamayı sevmeli ve kadına değil,
"Aşka", aşkı aşk yapabilene âşık olmak gerekiyor.
Ve hayat
Canın en çok nasıl yanacak biliyor musun?
Canını en çok ney yaktı ise zamanın da;
Her yerde karşına çıkacak.
Canın yandığında en çok kimin canını yaktıysan
Bulutların aşk-ı gökyüzünü ağlattı.
Yağmur değil, aşk yağdı.
Senin hikayenin bir parçasıydı bu.
Senin yaşadığın, benim yazdığım hikayenin bir parçasıydı…
Ve o gömdüğün adam, bu kez konuşmak yerine yazmayı tercih etti.
sordu adam...
“hayırdır çocuk bu ne hal ?”
cevap verdim.
“Ne varmış halimde...”
Ne denir bilemedim kadın,
İstanbul gibisin hep kalmak istediğim
Ve kalmaktan hep yorulduğum…
Ben sıradan anlatamam seni,
Cümlelerimle boğarım herkesi.
Sen bu kadar basit değilsin kadın.
Yalnız bir adam;
Nargile dumanı çevreliyor etrafını.
Zehirleniyor kendince.
En büyük zehir yalnızlık…
Eyvallah diyorum;
Hayatın getirdiklerine,
İnsanın götürdüklerine,
Dünyanın ahvaline,
Şiir gibi bir kadının, kafiyelerine bıraktım kendimi...
Papatya misali, yapraklarım koparıldı ve işi bitince bir kaldırımın kenarına atıldı ruhum.
Artık nargilenin dumanı gibi dağınık bu adamı, birisi yapmak lazım,
En azından birisi için...
"Umut" orada bir yerlerde.
Tam her şeyin sonu geldi demeni bekliyor.
"Aşk" orada bir yerlerde.
Tam aşka olan inancını yitirmeni bekliyor.
Göz göre göre gönderdim seni ellere.
Şimdi sen kaybedecek biri daha kazanmışken,
Ben kaybolmuşluğu kazandım:
Bitmişliği, tükenmişliği, yok olmuşluğu kazandım
Ve şimdi hükmediyorum.
Karanlığa hükmediyorum, sensizliğe hükmediyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!