Dünya da bir tek sana, hep sana eğildim
Seviyorum desem de, önünde hep sefildim
Canımı da versem yolunda, azabına kefildim
Kul mu olamadım uğrunda, neden hep elindim
Cehennem ateşine layık oldum seninle
İnsanca yanaşmak istedim ama
Dikeni batıran gül küstü bana
Dik olan başımı gömmedim kuma
Dost bildiğim nice kul küstü bana
Dost için kendimi hep heba ettim
Huyum farklı davranışım farklı
Bu kusur benliğimi aştı
Bu benmiyim yoksa yabancımıyım
Sevmiyorum kendimi, günah boynumu aştı
Ne olurdu bu kusur olmasaydı
Kusura kalma dünyam
Seninle artık anlaşamıyorum
Ya ben sana fazla geliyorum
Ya da sen hayallerime dar geliyorsun
Ayrılmak istiyorum senden
Sevgilim diyerek tuttun elimi
Kadere oyuncak yaptın sevgimi
Geri ver çaldığın temiz yüreğimi
Seni sevdiğim güne lanet olsun
Cennetten bir melek sanmıştım seni
Benim için hep sen vardın
Mutluluğumdu senin varlığın
Sende benim gibi seviyorsun diye sandım
Demekhepsi bir oyundu ben bilemedim
Herkesi kendim gibi bildim
06 Eylül 1975 te deprem ile sarsıldın
Devlet prefabrik ev yaptı tahtadan
Kolayca ateş ile yakılsın diye
Çalınmış aydınlığına kavuşamadan
Neronlar Roma’yı
Kime kin ettin de giydin alları
Yakın iken araya mesafe koydun
Mihnet ile yetiştirdiğim gülleri
Varıp gittin bibaşkasına yoldurdun
Sen beni sevseydin arayıp bulurdun
Ben gençliğimi iyilere harcadım
Durgunum bu aralar çünkü yalnızım
İyiyi anlamak zor oluyor
Çünkü kimin ne olduğunu anlayamazsın
Gururum kibrimden değil durgunluğumdan
Koşturmakla yordun
Yüreğimden yaraladın
Anlamadan, umursamadan
Bana sırtını döndün
Bilmiyorsun, görmüyorsun
2012 de yazılıp hem dergi hem de internet ortamında yayınlalanan şiire bir "zil takarak" kendi adıyla yayınlayan arkadaş. "Ölüm" adlı şiiri silmezseniz bu sitenin yöneticisi ile görüşeceğim.