Geç kalanlar...
Yolunu şaşıranlar...
Yalancıların peşine gidenler...
Maçlara karışıp kaybolanlar...
Şeyhin eteğine tutanlar...
Pembe dizilere dizilenler...
Ne mevsimler çürüttün sen.
Ne yürekler yaktın...
Umutlar tükettin.
Bitsin artık bu mevsim katliamı...
Bu virane sevda...
Bu çelişki...
Öksüz ve biberonsuzum ben.
Süt dediğin şeyi reklamlarda gördüm.
Camide ayakkabılarım çalınmadı hiç.
Hastayken geçmiş olsuna gelmediler.
Bir lamba ışığı ya ya oldu ya olmadı.
Çeşme akarken bakracım dolmadı.
Aynalar halt etmiş...
Ön yargılar halt etmiş...
Kavgalarımı düşmediler.
Uzun yollarımı düşmediler.
Vurulduklarım nerde?
Yattığım nerde üçbin rakımlı dağlarda.
Sokak lambalarını oldum olası sevmem.
Gündüz kaçağı ben; ışıklar yanınca mekan ararım.
Neler yitmiş bir zamanlar,neler eksilmiş...
Sorular bitmez cevaplar bitmez; oysa bitmeye yüz tutmuşlar var;
oysa zamanın damarı çatlamış.
Yenik ve ezik olmak yasak dediysek; ölüm bir adım ötede.
Ben devrik bir hayalperestim.
Yıktılar heykellerimi,saraylarımı...
Hazinelerim talan,saltanatım yalan...
Şimdi çağrı bırakıyorum,kontürüm bile yok.
Sonra gelsin sitemler,küfürler.
Son kez söylüyorum.
Yaratan bilir,kimse bilemez.
Göz verir,el verir,yaş verir silemez.
Ne çare eder aslan parçası olmak.
Ne çare eder iki yanı kesen kılcın.
Sen bir hiçsin İstemediğse yaratan.
Ellerini kıbleden indirmesende...
Çare-sizleridir söz konusu ilaç-sızlar.
Doğru bakmasını bilenler.
Görmesini bilenler.
Siz binlerce kere doğdukça; onlar binlerce ölecekler.
Kökü böyle kazıncak.
Zaman düşecek atom bombası gibi.
Anlatamadım....
Bütün dillerini denedim Dünya'nın.
Bütün yöntemlerine yöneldim hayatın.
Öz demişti oysa...
Türk demişti oysa...
Bu da duramadı sözlerinin arkasında.
Siper mi vardı çeklmeye.
Boy hedefi olduk her bir kör kurşuna.
Kar gibi yağdı kurşunlar...
Bu bir beyaz ölüm tesellisi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!