Sana anlatmak isterdim.
İspat etmek isterdim.
Oysa sen anlatılacak gibi değilsin.
Oysa sen ispat edilecek gibi değilsin.
Dökülseydi keşke aklım; saçlarım gibi.
Çizgiler çekseydim keşke üstüne...
Önce sahte gülüşler.
Sonra aptalca gidiş gelişler.
Sonra içinden çıkılmaz işler.
Daha sonra yaşarken ölüşler...
Aldılar ne varsa birer, ikişer.
Vermediler hiç bir şey.
Vurdular; vurgun ettiler.
Kudurdular: kuduz ettiler.
Can telaşına düşmüş iken çekip çekip gittiler.
Dilden dile inanç mı?
İnançtan dilllenmek mi?
İnanıştan uyanış mı?
Uyanıştan inanış mı?
Dayanıştan uaynış, uyanıştan davarnış mı?
Sahteden gerçek üretimi.
Tarlaları göreceksin; başakları yerle bir.
Bir rüzgar bir rüzgar...
Savrulmayı bilmiyor onlar.
Bir duruşumuz vardı bizim.
Kopardıklarını geri ver desem ne değişecek.
Köklerinde yangın çıkardılar.
Dağ gizlenmiş çakıl taşının ardına.
Horozların acelesi var; sabah gözükmüyor.
Yükünü almış karıncaya sorsan keşke emeği.
Keşke kanatların bende olsa Kartal!
Öyle ihtiyacım var ki bir çift kanada.
Bırakmam ne Amerika ne Kanada.
Çöplükten adalet terazisi buldum; bir yanı ağır basan.
İnsan buldum çöplükten; cepleri boş.
Sevda buldum; sarhoş...
Mertlikler atmışlar üst üste.
Zulmü atmamışlar,nakörlük hiç yok.
İki yüzlü yok,kalleş yok,namussuz yok,piç yok.
Milyon güzel...
Ayrı ayrı gülüşler,ayrı ayrı bakışlar...
Düşersen peşine; parçalanman an meselesi.
tutulman an meselesi.
Ne ruh bıraktılar ne yaşam.
Dövündün sabah akşam.
Bakmayın siz benim duvarlar gibi duruşuma.
Göz yaşını bilirim,ağıt yakmayı da...
Ayakta kalmak denen bir şeyler var; öğretmeni acımasız hayat,
öğrenciler mini mini,
anlamaz kimse derdini.
Başını duvarlara vurmaktan iyidir duvarlaşmak.
Bakmak benim de hakkım.
Görmek benim de hakkım.
Ben izlemeye gelmedim bu gezgene.
Özenmeye de gelmedim.
Cepheler açın artık.
Savaşmak istiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!