Günlerden aralıktı, aylardan pazar ve iffetsiz bir son bahar-
Gibi boşaldı üzerine,
Gibi ağladı bir çocuk,
Faili mechul bir cinayet sahipsızlığı,
Tanrıya yanlış yaklaşım biçimi,
Bir intihar demeti,
Acelesi yoksa ayrılığın;
Şöyle bir ömür kadar soluklan yanımda Nora..
Teninde dinlenmeye ihtiyacı var tenimin.
Gidişinin ardından, hayatını kaybetti diye;
Yerel bir gazetenin üçüncü sayfa haberleri arasına ilistirilsin ölüm ilanim.
Senin Allah'ın yokmu be kadın?
Bir adamın bütün `dizelerine` hukm edip,
Bir başka adamın dizlerinde uyumakta neyin nesi?
Karın tokluğuna buyutmeye çalıştığı aşklara hep, teğt geçmiştı mutluluk,
Bu yüzden;
Acıktığı yerde, ömrunu yemeye başlıyordu kadın,
Acılar içinde regl olurken, rahmınden.
Aynı zamanda;
Döllenmemiş pis sevdalarını atıyordu dışarı, gözlerinden.
Madem ki reankarnasyon diye birşey yok,
O halde benim onun gözlerinde tekrar hayat bulma mı, nasıl açıklayacaksınız?
Yalın ayak olmalı gidişin.
Sen bu aşkı bir çift ayakkabıyla örtbas edemezsin;
Parmaklarında benim sürdüğüm oje,
Ayak tabanında dudaklarimin izi duruyor hala.
Bakma bana öyle be kadın!
Aşk tercih meselesi değil bilirsin,
Azimallah bir sevmeye başlarsam eğer,
Allah yarattı demem kalbimde kalırsın.
Sessizliğin bile sessiz olduğu gecelerden geliyordu kadın,
Alabildiğine karanlık sokak lambalarına inat,
Eridikce aydınlanan bir mum gibiydi.
Az önceydi ötede bir yerde,
Geceyle beraber zifirisini giymiş karanlığın,
Ve süzülüvermişti koynuna aşkın;
A benim başkaları tarafından ç'alınmış,
Çağlar boyu yalın ayak aranmışım.
Çok bilindik bir şarkının, nakaratı gibi gelip durdun karşıma,
gibi gelip karıştın kanıma.
Bir radyo istasyonununun radyasyon yayan dalgalarında,
salına salına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!