Soluksuz yorgun bir yolcudur gece,
Eylül'ü çağrıştırır agustos,
Birazdan kalkacak son tren.
Nora biraz daha kal.!
Şöyle bir ömür kadar falan.
Gidişin soluksuz bırakacak beni,
Üzülme çocuk;
Sen her gün,
Güneşin son battığı yerde ölüyorsun.
Tanrı sana kendi sıfatını biçerek,
Tekrar doğuracak, bir güneşin doğuşuyla seni.
Hesap soracaksın katillerinden.
Sen yine rahat olanı seçtin,
Bana ise hazır olmak kaldı.
Rahatın bozulursa.!
Ben hali hazırda bekliyorum.
Sevgili...
Bir başkasının parmak uçlarını ıslatıyorsa;
Göz yaşlarınız,
Hiç çekinmeden ağlayabilirsiniz.
Ayıp değil.
İç acı'larımızın toplamı,
Denk gelmiyorsa bir aşka.
Cebirsel bir espiri olmamızın gereği yok.
Lütfen gelme sevgilim.
Bu şehir, bu insan kalabalıkları neyın nesi boyle?
Herkesin farklı bır yerındedir yarası,
Kiminin; parmağındaki yüzükte, Kiminin; yüzünde ki gizli hüznunde saklı.
Ahhh..
Kadınlar..!
Nasılda saklıyorlar huzunleri,
Büyüyünce gecer diye teselli edilen bir çocuktum..
Belkide bu yuzden umutlarımı buyutmekten çok, buyumeyi bekledım.
Ve gereğinden cok fazla buyuttum bazılarını içimde.
Annem ''öpünce geçer'' derdi ağrıyan yerlerinin acısı,
O'ysa büyüdükce içimde, büyüdü acılarım.
Şimdi anladımki, ağrılarımı dindirmek için öptüklerim,
Onlar benim şiir yazdığımı sanıyorlardı;
Oysa onun dudaklarına deymiş olan kelimeleri bir araya toplama telaşıydı benımkisi.
Nede güzel bir ölme biçimidir;
Bir kadının yanında uyumaya çalışırken,
İçinde bir başka kadını uyutmaya çalışmak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!