Nolur kızma anne,
Yatakta çay içiyorum diye.
Şeker kırıntıları dökulsun istiyorum yatağıma,
Saatler On'dan sonra,
Çok acı dakikalar düşürüyor hayatıma.
İsledigi kabahati gizlemeye çalışırken,
Nasıl ele verirse, bir çocuğu gözleri;
Gözlerindeki gizli hüzün seni ele veriyor.
Her gece farklı yastiklarda gizledigin yasta, intiharlar biriktiriyorsun, kendinden habersiz.
Dinen de caiz değildi seni sevmem,
Tanrı buyruğunda, sarhoşluk veren herşey haramdı sonuçta.
Ve ben ne zaman gözlerine baksam, kendimden geçerdim umarsızca.
Belkide bu yüzdendi bana yasak oluşun.
Bir sabah zamansiz uyanacaksin yataktan,
Gozlerin, kipirtisiz durmuş olan çalar sate takilacak.
Bir hayali dusleyeceksin.
Zamanin senden caldiklari,
Gelişinden belliydi gideceği,
Çok yasaklı bir ülkenin, mecburi entarisi gibi giymişti yalnızlığını kadın.
Bakışları, beynindeki gidiş planını sergiliyor,
Ellerinin arasında parçalanmış oyuncagina ağlayan bir çocuğu anımsatıyordu gözleri.
Avuçlarında paramparça kalbiyle,
Bir adamı, ölüme susatircasina gidiyordu işte.
Ceylanlar kendilerine sıkılan mermilerin boş kovanlarını taşır ceblerinde,
Sadakatsız bir it gibi pusuda bekler avcılar.
Çelimsiz, çarpık çocuk bacaklarınla, kaç dedim sana oğlum!
Bu kaçıncı? dedim.
Yırtılmış, bir sonbaharın içinden duşerken boşluğa, kaç kurtar kendıni.
Belki; bu defa tutar ''totemin''
Senin gibi bir kadına yapılır mi bu demek yerine,
Senin gibi bir kadına yakışırmiydi bu demek.
Ne acı..
Kimsenin yürümediği sokaklarla dizili,
Sana, kelimelerden kurulu bir şehir inşa edecektim.
Gelseydin..
Mumdan avizeli,
Bana ne getirsen kardır çocukluğundan.
Yaşamsal ütopyalar taşır ellerin,
Dizlerinde, yorgun bekleyisler var bilirim.
Belkide bu yuzdendir, bana ağır adım gelişin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!