yalanlar dizili hem mazimde hem önümde
benden olmayan ama bana zehir olan
sabahları yalandan doğuyor güneş, yalandan
ışığı bir serap, çok uzak sıcağı yalandan
Hakanı olup ta viran eylediğim diyarların içinde,
ihtiyar bir kılıçtar elinden çıkan okun ucu,
pas tutmaz demiri bile bu denli beni yaralamaz idi....
senin bakışlarından gelen bu hazan okları olmasaydı;
bu diyarların hakanı iken; hiç sana köle olur muydum?
Yalnızlık
Denizanalarının boşluktaki dansı
Yüz binlercesi
Aynı ritmin aynı ahengin ritüeli
İşte yalnızlıkla olan kesişme noktam
Yalnızlık Resimleri
Bir akşamüstüydü,
Eskilerden kalan yalnızlık resimlerimi yaktım
Meğer parmaklarımdan kayıvermiş bir gençliği de yakmışım.
Gene sessizleşti ortalık
Evli evine ya biz garipler?
Yine sahil kenarındaki eski banka mı?
Orada da uyunmaz ki…
Her gece, üstüne kazınmış aşkların
Çığlıkları ürkütüyor beni
vurulmuşum ben sözlerinle
kor alev dudaklarından
kavrulmuşum
kahrolmuşum
...
yanılmışım dudakların
ey nazlı gelin!
salınma gayrı ötelerde
hal çaresini bulana dek
tüm cefalar yara oldu.
beklemek
alnıma kazılı kalan bir bela oldu!
AT
sahipsiz, sakin ve yorgun atları andırıyor halin
kaç akından yaralı bereli geldin de belli duruşundan
kac tay yedi gürzlerı de sen akıncının eseri ile savdın bunları
hadi şimdi yılkılık günlerine duydugun özlemi tat samanınla
Yalanını seveyim senin
Ne de güzel dökülüyor
Gül rengi dudaklarından
Ne de çokmuş oraya buraya
Gün bitti
ve yüzümde kuruyan birkaç damla
Ahım gitti ardın sıra
silindi üç beş hatıra
Kal demeye ne hacet
koskoca bir sevda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!