İnsan dili kalbin mütercimidir
Kelâmı yalanın diline vah vah
Doğru söz dudakta zikrin demidir
Bozulmuş lisanın kal'ına vah vah
Bu dünyada amaç nedir bilmeli
Ne müzmin illettir toplumda israf
Kanaat özünü unutanlar var
Eskiden olmazdı bu kadar masraf
Tasarruf sözünü unutanlar var
Eskitmenin tadı artık yok oldu
Dini İslâm diye kimlikte yazar
Amele bakılır isme bakılmaz
Kalpte iman yoksa kemlikte azar
Önce ihlas gerek cisme bakılmaz
Tarihe bakınca gayet aşikar
__________________________________İnsanlar çeşit çeşit topraksa bölüm bölüm
__________________________________İnsanı eşitleyen ya topraktır ya ölüm...
Fatma'ya emine diyor
Korkarım kafayı yiyor
Yoksa başkanın başında
Kavak yeli mi esiyor...şair ağa
Kafa değil gönül söyler
Yükü, merkep sırtında; umutsa kucağında
Dağ patikalarından, iner ovaya doğru
Dört yetimi daha var kerpiçten ocağında
Güneş yanığı ne ki yokluktan yanar bağrı
Adamını yitirmiş bir mayın tuzağında
Sermayesi kul hakkı rengi yeşile çalar
yeter ki çıkar görsün çekinmez ayak yalar
takiyyede birinci abdestsiz namaz kılar
gör kimlerin hakkıyla plazalar dikmekte
tohumu zaten bozuk hergün haram ekmekte
Hepimiz bir ağacın yaprağıyız dalıyız
Çiçekleri solsa da hep aynı edâlıyız
Biz ağacı besleyen toprağa sevdalıyız
Toprağıma göz diken fitne tohumu eker
Sağduyulu olmazsak taksim Taksim’den çıkar
Seyreyle âlemi ne sırlar saklı
hiç kendi kendine sordun mu gönül
Yaradanın sana verdiği aklı
Düşünüp hayırla yordun mu gönül
Doğumdan ölüme iki eşik var
Şavşat'ın yaylasına kondurmuş ahşap evi
Yaş doksana dayanmış tükenmemiş işlevi
Kimseye borcu yoktur ne maddi ne manevi
Dağda ovada geçer hayatının bütünü
Şehir ellerin olsun dayı sarar tütünü
Şiirlerinizi okurken resimli şiirlerinde mehmetaliyi okumak isterken bir anda karşıma can dostum yıllarça tiiçari olarak birlikte çaliştiğim arkadaşım ve ona yazılmiş bir şiir(kuşanal) güzel yazılmiş bir şiir çok üzgünüm