Ya Rabbi cemalini, görmek için aman ver
Her nefes aşkın ile, arşa çıkar bu hârım.
Huzuruna kul diye, çıkacak bir iman ver
Hayy hayy diye inlerken, tutuşuyor buharım.
Kudret kuvvet sahibi, ol dedin oldu cihan
Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Sevda yüklü gemilerle deryalar gezdim,
Sığındım aşk limanina ben seni seçtim.
Sakın dön deme bana istesemde dönemem,
Yaktım tüm gemileri artık söndüremem.
Ister kölen olayim istersen kulun,
Bir sabah uyandığında
Güneş artık doğmuyorsa,
Körsün sevgilim körsün
Sana doğan aşkıma.
Ömrünün baharında
Bugün hergünden farklımı sanki,
Fazladan bir kar yağdı hepsi o kadar.
Yaşanan hayattan geriye ne kaldı ki,
Yeni bir aşkla sevecek kadar.
Her ilkbahar geldiğinde alevlenen,
Bir garip ağaymış dostlar gönlünde
Sermayesi dostluk ahir ömründe
Sevgi dolu imiş gönlünün tahtı
Nasıl anlatayım Mehmet Nalbant’ı
Edinimi para değil can olmuş
Gezdim şu alemi gezdim dolaştım
güzellerden yana dol oldu gönlüm
Nice dilberlerin gözünde yaştım
Bir dili datlıya kul oldu gönlüm
Geçti gençlik çağım kemale erdim
Her eylül akşamında yalnızlığım demlenir
Bir segâh faslı düşer dilimden dil’e doğru
Kuruyan yapraklarda bakışlarım nemlenir
Hicrânımı sürükler sevdiğim yola doğru
Hüzün ay’ı dense de vuslattır diğer adı
Hey bahçıvan!
Bırak süpürme düşen yaprakları
Her düşen yaprak
Ayine i hazandır ruhuma.
Nede hoş duruyor kapımda
Omuzumda dert yükü karşımda sıra dağlar
Yol uzun ömür kısa avare gezer oldum
Üzerinden geçtiğim dağlar derdime ağlar
Bir umudum kalmadı hayattan bi-zar oldum
Ömür denilen yolda farklı insanlar gördüm
Şiirlerinizi okurken resimli şiirlerinde mehmetaliyi okumak isterken bir anda karşıma can dostum yıllarça tiiçari olarak birlikte çaliştiğim arkadaşım ve ona yazılmiş bir şiir(kuşanal) güzel yazılmiş bir şiir çok üzgünüm