Şair Ağaya;
Selam yollayıp andık Malatya’nın yazını
Yedik yedik doymadık ağanın kirazını
Yarına kalsın diye ayırdık birazını
_______Kokusunu hissettik muhtaç kalmadık bağa
Şiro çayı geçildi, aşıldı kubbe dağı
Hâlâ kalede durur celal birsen otağı
Asırlar geçse bile kopmaz o gönül bağı
Göçüp gitti o yiğit sanman düzen bozulur
Dilerim yaradan’dan cennet ehli yazılır
Adam olan önce kendini tanır
Cahillerde boş laf kelam bol olur
Usta ediplere çıraklık onur
Onların yanında dilim lal olur
Her yazan kendini şair sanmasın
Hep bu vakitler
Gelirsin düşlerime,
Doyumsuz anlara gebe
gecenin son çeyreğinde…
Biliyorum birazdan gideceksin,
Ben yine uyanacağım
Ne de yakışmıştı sevdalık bize
Bizi ayrı koyan yollar utansın
Seni alacaktım gelecek yaza
Aramıza giren kullar utansın
Neydi günahımız sevmekten başka
Bu şiirin hikâyesi şöyledir. şair ağa kardeşimiz benim bir şiirime yorum yaparken şu sözleri söylemişti (ama mülk sahibi imar izni vermiyor ki.!) bende bunu nakarat ayak yaptım şu eseri yazdım. Şair ağa’ya teşekkür ederim
İZİN VERMEZ İMARA
Gafil olma ey servetin düşkünü
Mülk sahibi izin vermez imara
Âşık Gürkan’den dostluğa çağrı
Bende varım diyen biri buyursun
Dolambaçlı değil doğrudan doğru
Kimin varsa dizde feri buyursun................Gürkani
Bütün her kesedir benim duyurum
Maksat muhabbetse, ikram bahane
Helal ekmek olsun bir dilim yeter
Güzel kelam eden, varsa daha ne
Divana gerek yok, bir kilim yeter
Haram kazananın aş’ı yenilmez
Pek yararlı bir site bu antoloji
Çok girersen bozulur pisikoloji
Hepimiz et kemikten mamül insanız
Aman ha.! değişmesin vücut kimyamız
Şiirlerinizi okurken resimli şiirlerinde mehmetaliyi okumak isterken bir anda karşıma can dostum yıllarça tiiçari olarak birlikte çaliştiğim arkadaşım ve ona yazılmiş bir şiir(kuşanal) güzel yazılmiş bir şiir çok üzgünüm