Hasretim doğaya, birde aşkına,
İkisin burada, bulmaya geldim.
Büyülü ovada, döndüm şaşkına,
Yaramı saracak, hülyaya geldim.
Oturdum yavaşça, daldım ovaya,
Müslüman Türk’ün Vatan Mücadelesi
(yıl 1071-yıl 2012)
Serv masanın üzerinde, harita geldi uzaktan.
Ülke, bölgelere bölünür, Millet habersiz tuzaktan.
Ege Yunan’a kalıyor, Karadeniz Rum’um çoktan.
Gözlerim pencerede, yüzün gördüğü zaman,
Temaşaya dalarım, mehtabı sen sanarak.
Amansız aşkın bana, ağın ördüğü zaman,
Kalırım meyhanede, şişelere kanarak.
Kapatma perdeleri, merhamet eyle bana.
Yıllar geçti yıkarak, halim nedir sormadın.
Sevgiler solar sandın, unutmadım bilesin.
Gezdin nice alemi, yanan kalbi görmedin.
Zamanla söner sandın, unutmadım bilesin.
Dokundum çiçeklere, senli hayale daldım.
(Ülkemden manzaralar)
İnsan hakları varmış! Hak almayı bilmedim.
Bitmez terör belası, aktı yaşım silmedim.
Emeği sömüren çok, kaybetmekten yılmadım.
Gecenin ayazı esti derinden,
Oynaştı yapraklar şarkı sesinde.
Kurumuş gazeller düştü yerinden,
Buluştu toprakla son nefesinde.
Gönül yüzün gördü coştu bir kere,
Sana aşkla baktığım, zamanlar hatırımda.
Dört mevsimin üçünü güzde yaşadık aşkım.
Sevgi dolu sözcükler kalemde, satırımda,
Dilim söyleyemedi, gözde yaşadık aşkım.
Uyuduğun anlarda göremedin hallerim,
YAŞLI NİNEME
Sabahın ayazı, ekmek kuyruğunda bir nine.
Kamburu çıkmış, ayakta bile durması mucize.
Ayımız Muharrem, yaşlı gözümüz.
Ağlarız derinden, yaslı özümüz.
Muhammet, Ali’ye, gider yolumuz.
Yas ayı gelende, canım acıyor.
Ağıt var dillerde, yürek hüzünde
unutmak ister gönül,
adını anmaz.
fakat, rüzgar anlamaz.
fısıldar inatla bir isim kulaklarıma.
rüzgara kızmaktayım.
lakin,
merhaba, Mehmet bey sizi yeni kurduğum**Gönül pınarından süzülenler** grubuma davet ediyorum buyurun. sevinirim hayatınızı okuduğumda aynı yerlerde gezmişsiniz aynı hava ve suyu paylaşmışız. selamlar