...
neden gittiğini öğrenmek için ben
her gün kahroluyorum
gezdiğimiz yollarda
iliklerime dek ıslanmışım
...
cumadan başlıyor sancılarım
votka en yakın arkadaşım
sırılsıklam sarsılıyor
gözyaşlarım
...
göçmen bir kuş kanadında
yaşama coşkusu
bir kıştan bir bahara
göçer durur
birimizden ötekine
…
doğduğum yerleri düşünürüm hep
içimde hiç dinmeyen bir gurbet
atılmış göbeğim sıla denen bir uzaklığa
ararım kaybettiğim çocukluğumu
bilmediğim bir memleketin sokaklarında
...
sun ağunu
şahmeran şerbetinde
razıyım boğulmaya zehrinde
içeceğim bal niyetine
...
dolan gözlerime
mil çekiyor sevdan
hasretim yağmur kadar uzun
yağmur gibi uzaktan
...
yıllarca özenle sakladığım
zırhlı bir yalnızlıktı benimki
giydirilmiş
bir çöl kimsesizliği
...
bu akşam
sana kaldırıyorum kadehleri
her yudum sen
sevdan yüreğime umut oluyor
seni bekliyorum
...
sen yoksun ya...
sabahlarım yok
damarlarımda gezinen sevinç çığlıklarım yok
yaprakları dökülmüş ağaçlar gibiyim
kimi tutkular rehberimiz olur yasam boyunca... sarar tenimizi sicak günes isinlari gibi... sorgulamadan gideriz peslerinden tutkularimizin, hic pisman olmayacagimizi biliriz... ask, özlem ve hayat...