…
seni yaşamak d... sokaklarında
d… sokaklarına yağmur yağıyor
damla damla akıyorsun içime
saçlarım ıpıslak
...
bugün şehrazatlığın üstünde
yakışmış her zamanki gibi yine
hangi oyunlarla oyalayacaksın
bilmiyorum
ama
…
ellerim uzanır
kilometrelerce öteden
yokluğuna
çarşaf arası bir uykuda
rüyalarımdan
...
senden uzaktayken
yokluğuna lanetler yağdırıyorum
geceler boyu
küfür ediyorum nedenlere
ağızlar dolusu
...
bir yasaklılıktır
uzakta olmak
baktığın aynalarda
kaybolmaktır
sırrın içinde yitip
...
gecenin koynunda kıvrak bir salsa
salınıyor koynuma
süzüyor bütün dişiliğini her yanıma
kumsal sıcak
kumsal ateş içinde
…
“Mart”ın on dördü
bütün cemreler çoktan düştü
hasretim cemrelerle
içime üşüştü
“I am scared” said the butterfly
A voice hardly audible
“You’ve hurt me” she added
A voice resembling a sigh
What I heard scared me
...
sana şu an
yıkılmışlığa söylenen
şarkılar yazıyorum
burası özlem kokuyor
acı acı
kimi tutkular rehberimiz olur yasam boyunca... sarar tenimizi sicak günes isinlari gibi... sorgulamadan gideriz peslerinden tutkularimizin, hic pisman olmayacagimizi biliriz... ask, özlem ve hayat...