...
akın akın
bütün insanlar birbirinize akın
sevdadan gayrı ne
varsa
yakın
merhaba S… Hanım
...
inanın ki bu güne kadar yazdıklarımla hep kendim oldum… ancak sizin güçlü kaleminiz karşısında bocalamaya başladığım bir gerçek…evet anlamsız bir hayatı anlamlandırıyoruz… bize yaşam enerjisi kazandıran bir şeyle …bu kimi zaman doğanın bize sunduğu bir güzellik… kimi zaman da bir insanın sunduğu bir güzellik … paylaşmak ve her paylaşım bize başka güzellikler sunuyor …hayatın o güne kadar bilmediğimiz bir güzelliğini yakalıyoruz bu nedenle bir şairin dediği gibi sevdikçe kendimizi buluyoruz ben bunu paylaştıkça diye okuyorum…sanki o güne kadar aşık olmamışız sanki o güne kadar sevmemişiz gibi…her seferinde başka bir güzellik yaşatıyor bize aşklarımız sevgilerimiz tutkularımız… adımızın bile daha güzel olduğunu fark ediyoruz onun ağzından duyduğumuzda…sanki adımızı ilk kez duyuyormuşuz gibi heyecanlanıyoruz…sanki biz o güne kadar birçok duyguya yapancıymışız da yeni keşfediyor muşuz gibi…garip değil mi…hayatın koynunda cilveleşiyoruz…hayatla cilveleşiyoruz, oynaşıyoruz, baştan çıkartıyoruz, baştan çıkarılıyoruz ve hayatın koynunda pervasız dalgalar gibi bir yerlere vuruyoruz… kimi zaman durgun sakin… kimi zaman hırçın …kimi zaman azgın…ama hepsi baştan çıkarıcı…hayat çılgın vahşi…güzel…ve fettan bir kadın gibi çıldırtıcı… hep diyorum ki ertelememek gerekir bir şeyleri …hayat tam şimdi …tam şu anda ….hayat o denli yaşanılası o denli güzel ve o denli baştan çıkarıcı bir yosma ki elinden kurtulmak değil…elinin içinde hep varolmak istiyor bu delice güzellikle hep varolmak ve hep o çılgınla oynaşmak geliyor içimden…bir sonbahar bir ilkbahar gel giti var içimde sarıyla yeşil arası bütün renklere boyanıyor ve beni baştan çıkartıyor bir şeyler sıkıca sarılmak istiyorum hiç bırakmamacasına ve öpmek hayatı can evinden bir daha… en azgın dudaklarımla ve en kuşatıcı haliyle kavramak be bütün mevsimlere eklemek baharı …bir yazbahar bir kışbahar olmalı yaşam avuçlarımda … haydi tam da şu anda haydi tam da şimdi ey hayat ver ellerini uzat dudaklarıma dudaklarını ve öp beni … ve bir şarkı geliyor aklıma “öp beni öp doyasıya sev beni sev… “ ey hayat akıt bütün sularını karıştır sularıma ve bir çöl daha dönsün hayata ve çıkart bağrından bir kez daha bir vaha bir vaha daha…
sevgi ve saygılarımla
Anlat bana:
Aşklarını, ayrılıklarını,
hüzünlerini, coşkularını;
ölümlerini, doğumlarını …
Anlat bana:
...
günaydınım
iyi gecelerim
bütün selamlaşmalarım
bütün karşılaşmalarım
sevgili diye başlayan yazışmalarım
...
seni bekledim
parke taşlarını sayarak
geleceğin yere doğru
kaç kez yürüdüm
…
bir çingeneden aldım seni
o da bir cami avlusundan çalmış besbelli
verdiğim bedele itiraz etmedi
elinde zillerin
bir cemre sana
bir cemre bana
paylaştık baharı
adiliz zannıyla
...
bana
...
neredesin sen...
ıztıraplar sensizliğe dökülüyor
rüzgarlar hoyratça savuruyor saçlarımı
tutam tutam
boğazıma düğümleniyor hasret hıçkırıkları
...
ben sustum mu tebessüm ederim
bazen teslimiyettir
bazen bir yakarıştır gülüşüm
bir boyun eğiştir kimi zaman
hiçbir şey söylemeden
kimi tutkular rehberimiz olur yasam boyunca... sarar tenimizi sicak günes isinlari gibi... sorgulamadan gideriz peslerinden tutkularimizin, hic pisman olmayacagimizi biliriz... ask, özlem ve hayat...