Dönülmemiş geriye gitme vakti gelince
Tarif manaya muhtaç duygular histen ince
Ne müthiş manzaraydı “Haydi hücum” denince
Gül dalına bülbül konar
Kırılma gülüm kırılma
Pervane dönerek yanar
Darılma gülüm darılma
Gönül dağlarının boranı bitmez,
Ağarmaz, karagün gülem istiyor,
İçten yananların dumanı tütmez,
Ecelimden önce ölem istiyor.
Hasret dedikleri dumansız ateş
Düştü yüreğime yanar gözlerim
Civanı kül eder zamansız ateş
Arzeder halimi sunar gözlerim
Pervane misali yanıp
Küle suç bulma suç bulma
Sevdim demeye utanıp
Dile suç bulma suç bulma
MAHZUN MAHZUNİ
................................Dar günümde eşim dostum çekildi
................................Mihrican değdi de gülüm döküldü
................................Nice umut ettim hepsi yıkıldı
................................Bülbüllerim baykuş imiş bilmedim.
Eskiler, “Bir adama beddua etmek isterseniz, O’na;‘Allah sana merhamet versin’ deyin” derlermiş. Merhamet! Taşımasını bilenler için ne büyük bir dert ne büyük bir sıkıntıdır. Düşünsenize; birinin canının yandığını bilseniz sizin de canınız yanacak, biri aç kalsa sızısı gelip sizin yüreğinizi bulacak, ka-vuşamayanın derdi sizi yakıp kavuracak…
Mevsim ilk bahardır havalar serin
Darasız sözlerin manası derin
Vebali boynuna mesafelerin
Gurbete düşüp de gülen olur mu
Gah kenger kanattım gah çiğdem söktüm
Yağmurla yağarsın suyla akarsın
Giden sen misin ben miyim söyle
İç geçirir yüreğimi yakarsın
Tüten sen misin ben miyim söyle.
Havadis vereyim havadan sudan
Norovirüs’ünü içti gidiyor
Karın ağrısıyla kalktık uykudan
Otuz bin kişiyi geçti gidiyor
Sağ olsun kaymakam sağ olsun vali
Teşekkürler
Gönüle has gönülden sözler begeniyle okudum üstad tebrikler gönül dolusu selamlar
Gönüle has gönülden sözler begeniyle okudum üstad tebrikler gönül dolusu selamlar