Götüreceksen beni
Sen de git
Kalırsam
Yaşanılası kalmamışta
Ham ve koruk ötesi
Tatlar tadasım yok
Ekşi, şirinle barışık,
Acı ise benim adım!
Sevinç, hüzünle karışık,
Geri, attığım her adım! ..
Donuk çehre, kaşı çatık,
Yaşın seksen çok şey gördün,
Çilelerden desen ördün,
Sanki bir sefa mı sürdün?
Varlık sebebim can anam! ..
Köyde ekini sen derdin,
YİNE GEL!
Enbiyanın sonuncusuydun
Lakin birinciydin!
Hem annen, hem ümmet için
Yegâne bir inciydin!
Sitemleriyle önce derinden üzüp,
Kalbimi ikiye böldü sevdiğim.
Biraz terk edince ağıtlar düzüp,
Nerdeyse içimde öldü sevdiğim.
Ne cennet, ne cehennem; mekân, araya düştü,
Pervaneyken nârına, meczup çıraya düştü(!) ..
Sekerek gidiyordu, kim tutabilirdi ki?
Köprüyü kullanmadı, derin dereye düştü(!) ..
Karanlık zifiri aydınlık nerede?
Beklediğim ufuk bir gün doğar mı?
Gözüme çekilmiş kalınca perde,
Yoksa bu hengâme beni boğar mı?
Yer, göğe yapışmış düşmüşüm derde,
Kebâirler muhacim bendeyse belli hacim
Günah yüküm yüzünden hep yalpalıyor belim
Fıkır fıkır pür fesat ameliyemde kesat
İki ayaklık mekan yer üstünde temelim
Sarmış bedeni buhran şifa vermiyor burhan
Kırık kalbin ile kursan da mizan,
Kadere isyanı hiç kurgulama!
Kendine bak önce, doğru mu hizan?
Menfiliği tartıp hiç vurgulama!
Doğruya varmak için pür tefekkür şart,
Uğraş, çaba sarf et, ter dök!
Bilenin önünde er çök!
Sökülecekse kök, sen sök!
Sakın ilk bıkan sen olma!
Yaratılış gayeni bil!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!