Duydum başkasına meyil vermişsin
Mukaddes şehrimi viran etmişsin
Hevesle, tutkuyla yollara düşüp
Asıl olan sevdayı yele vermişsin
Umuda yol sanıp dibe dalmışsın
Bir bakışın bin cana kasteder gibi,
Bir ömür böylece baksan diyorum.
Cennetten çağlayan bir nehir gibi,
Bir ömür içime aksan diyorum.
Razıyım; her mevsim seninle kışa.
Gönülden kopan sözcüklere kıtlık çöktü yarattığın son fırtınadan sonra. Ardında kuru bir çöl bıraktın; gönlümün bahçesinden şuursuzca esip geçerken.
YAZAMIYORUM
Gözlerim bu gece kaldı sema da
Gözlerin belirdi yıldızda ay da
Bir mucizeydi aşkım seninle olmak
Ne yapsam yerini kimse almıyor
Kalbime yük oldu böyle yaşamak
Sensizken hayatın tadı olmuyor
Gülmüyor talihim gittin gideli
Ne garip değil mi?
Ağlatan da sensin,
Güldüren de sen...
Aşkından çaresiz; ruhumu,
Okşayanda sensin,
İnciten de sen.
Hasretin örülmüş bir duvar gibi
Geceler kör kuyu, sanki yok dibi
Bütün arzularımın çekilmiş ipi
Sensizlik içime çöktüğü zaman
Avunmak imkânsız olmadığın an
Sevgi fakiriyiz biz. Hep tek taraflı; yürek yangınlarımız. Sinsice yakar bizi aşk ateşi. Yüzümüz güler ama içimizde volkanlar patlar her an. Gözlerimiz ışık saçmaz, hep ışık arar. Biz aynadan hep başka yüzlere bakarız.
Korunaksızdır kalplerimiz. Ne zaman yüzümüze biri gülse, bütün kapılarımız ardına kadar açıktır. Çünkü kapısı yok kalbimizin. Bacası tütmez, ocağı pişmez yüreklerimizin.
Biz hep kendimizle yaşarız sevişmelerimizi. Dedim ya sevgi fakiriyiz. Dilenemeyecek kadar asil, koparıp alamayacak kadar aciz.
Yıldızlara hep uzaktan bakarız. El uzatmaya cesaretimiz olmaz.
Aşkın kırıntılarıyla işimiz olmaz ve yüreklerimiz hiçbir zaman; ardımızda kırıntı bırakacak kadar aşka doymaz.
Belki bihabersin ızdırabımdan
Kaşından gözünden yakınım sana
Bil ki; duyarsızsın sızılarımdan
Sesinden, sözünden yakınım sana
Uzatıp yolları; bitirmesen de,
Yoklukla sınanmadan anlayabilmeli varlığın kıymetini. Özlem dağ gibi birikmeli ki vuslat uçurumdan düşmek gibi olsun. Ölüme en yakın öpüşleri saklamalı sevgiliye. Ateşe yürürken.
Âşıksan; hiç bir sevap sevgiliyle girdiğin günah kadar dindiremez, içindeki ateşi. Velhasıl kelam; aşkın ateşini yanmayı göze alabilmek söndürür.
Hangi tufan böyle savurur beni?
Hangi ağıt böyle çağırır seni?
Hangi yangın böyle kavurur teni?
Yaktığın, yıktığın yetmez mi zalim?
Hangi talan beni yapardı böyle?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!