Ne zaman yüzümü dönsem mihraba
Gizli duam olursun yüce Mevla’ya
Gafletle sığınsam meye şaraba
Her kadehin dibinde ararım seni
Ne zaman gözlerim dalsa maziye
Buruk bir acı sardı her yanı
Ne yana bakarsam senli bir anı
Hiç olmadığın bu yer senle anlamlı
Ecelin eşiği sanki bu gece
İlk defa yakışıyor gözyaşı yüze
Diyelim ki sende unuttun beni.
Yemyeşil dal iken kuruttun beni.
Dönülmez yollarda yürüttün beni.
Artık beni sevme diyemezsin ki.
Diyelim sancısı geçti kalbinin.
Bir başka olmalı bu gece.
Gözlerin; gözlerime alışmalı
Ve nefesim; nefesine karışmalı,
Bildik dokunuşlarla.
Okşamalı saçlarını ellerim.
Ve sen
Al bedenini; istediğin kadar uzaklaş. İçimden çıkabilecek misin? Gözlerinden ve kulaklarından sil beni silebilirsen, kalbinden silebilecek misin? İçindeki benden uzaklaşabilecek misin?
İstersen öldür beni yüreğinde; artık yaşamıyorum say. Kabristanım olacak yüreğin fakat ben yüreğinde ölmek değil her gün yeniden doğmak istiyorum. Çünkü ben sana her gün yeniden başlıyorum.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Ne gelen olacak
Ne gideni aratacak
Ne kimse güneş olacak
Ne de durduk yere dünyam kararacak
Böyle bir başıma olduğum zaman
Her yanımda senle dolduğum zaman
Sebepsiz sonuçsuz durduğum zaman
Nasıl içlenirim anlatamam ki
Gözlerim şuursuz ıslanır bir an
Bu gece Nazım’ın kıyısından geçiyor;
Senli arzuların yürekten kopardığı kelimeler.
Kâh mavi gözlü bir devin minnacık bir kadına sedası,
Kâh şairler şahı Üstat Necip’in
Şahsına münhasır edasını bürünüyor;
Birbirinden bağımsız ve tek heceye bağımlı;
Çareler arasında çaresiz kaldım
Maddeyi bırakıp manaya daldım
Bütün umutları ummana saldım
Payıma sensizlik biçtiğin zaman
İçimde umuttan eser kalmadı
Artık anladım ki
Başka baharın çiçeğisin,
Başkalarının hasadına kaldı;
Sende ektiğim sevda tohumları.
Artık anladım ki;
Benim değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!