Koparsam dünyalığı atıversem içimden,
Elimden, ayağımdan, ağzımdan ve dilimden
Kurtulsam tüm eşyadan, şekilden ve hacimden
Nefs ile şeytan denen iki turfa mücrimden
Ağlasa malım mülküm, ağlasa da peşimden
Yalnız seccadem tanır el, ayak izlerimden
Gökyüzü yeni bir neşeyle uyandı.
Söktü karanlığı heybetli bir şafak.
Bir avize söndü, bir avize yandı.
Mutlu bir çehreyle tebessüm saçarak.
Rüyalar duruldu, hayaller konuştu.
Bu gece o kadar solgun ki yüzüm
Sabaha çıkmaya gücüm yok diyor,
Bir soluk perdeye takılmış gözüm
İçimde yıllanmış sızım çok diyor.
Kesilmiş kanımın o coşkun hızı
Daldım yine daldım geçmişe bu sabah,
Sardı beni eski günlerin kabusu.
Nerede tövbeler, o binlerce eyvah
Yaktı, yaktı beni bu günah korkusu.
Koyun beni burda ve gidin yamyamlar,
Bu dünya bir varoluş ve kayboluş âlemi,
İplik iplik örülüp, renk renk soluş âlemi...
Baharı andıran gülüşün için,
Ne haldeyim bilsen bu gurbet elde.
Anlamadın beni, sevmedin niçin?
No olur hayatım yanmasın gel de.
Çürümüş bedene merhem ne gerek,
O gülen gözlerin hep yaşla dolsa,
Ne olur sevdiğim sil benim için.
Bahçende yeşeren güllerin solsa,
Solana ağlama gül benim için.
Yüreğimde tek bir sevgili varsa,
Ey Sevgili!
Nazeninde törpülenmiş
Bir yitik bahardır sevdan;
Tıpkı yüzünde parlayan güneşin
Gamzelerine düşürdüğü
Neden bilemedim, nelerden oldu?
Ağardı, döküldü saçım, gazelim.
Aldırma sevdiğim bahar da soldu,
Aldırma bu gelen kışa güzelim.
Gel gece olmadan çıkalım evden,
Aşik mısın deli rüzgar?
Dertli dertli esiyorsun.
Sürme gözlüm bana mezar,
Bu alemdir biliyorsun.
Benim derdim boydan aşkın,
çok güzel kaleme sağlık