Ölüm ansızın gelir
Günaha kayma
Arınma kurnasına koş
Seccade seni bekler
Tövbe kapısı açık
Hayat arkadaşını uğurluyordu
tekerlekli sandalyesinden
kalın gözlüklü kadın
şişkin gözleri kızarmış
yağmurlu bir cumartesi Ekim ikindisinde
söyleniyordu konuşmakla bağırmak arası
İsyanımı bastırıp, koysamda koynuma hicran, yine hicran,
Asude geçen bir ömür ve kalbe dolan; Geçmişte kalan huzurlu cihan.
Dur dur diyerek gem vurana öfkeni belli et,
Nice soysuz geziyor yurdumda, bu nasıl bir illet?
Tel tel soyulan manevi değerlerine etme minnet.
Bak doğan güneşle geliyor nice nimet.
Kırk yılın başında evlendirdiler
On dört yaşındaki Evin’i
Gidiş o gidiş,
Çocuğu olduğunda o daha çocuktu.
Kırk yılın başında evlendirdiler
Epiktetos toprak saksı sevdi
Kırıldığında üzülmeyecekti
Diyojen’in bir tek su tası vardı
Elleriyle içmesini öğrendi
Onu da terk etti
Hiçbir kuş ve kedi açlıktan ölmedi
Kestane satıcısı kent çarşısının içinde
çevirirken pişmiş kestaneleri
bir paket de benim için verirmisin diye gelir biri
Maşayla son vedasıdır o kestanelerin
tatlıdır kilosu yerindedir hepsinin
Oy Keyfalan Keyfalan
Mesudiye yaylası
Ağustos'ta aranan
buz gibidir havası
yayla şenliklerinde
Kıkırdaklarım üşüyor,
Kararsız bir dönem,
Pencereler açık,
Perdeler bayrak bayrak
Teslim olanlar esnaf,
Teslim alan şu bankacılar,
Kırk sene aç kırk sene tok ol deseler
Önünde mi sonunda mı tokluk isterdin
El alem gezip tozup eğlenseler
Sen neden hiç oynayıp ta gülmezsin
Uzun yollar ardında beklediklerin
Allah'la(c.c) kala kaldığında sahilde;
İkindi vakti sergisini topladığı sırada.
Derin hüzünlere daldın günlerce, haftalarca
Yakardın ufuklara bakıpta.
Bilmiyorum ne vardı dualarında?
radyo yayını bir müddet önce kaldırılmıştır.
Ben Mehmet Akif Tiryaki. SI
iirlerimi Enis Fosforoglu radyodan seslendiriyor.
Cuma gunleri radyo programina sizleri de bekliyorum.
Saat 14.30 da 100.8 de Enis Fosforoglu ile birlikte.