GERİLLA ŞAFAĞI
Sen ışığısın karartılmış göklerimizin
Güneşten once doğarsın dağlarımıza
Rüzgardan once okşar sabahımızı nefesin
Alevlenir yaşamın tüm ufukları
ışır kara bahtı öksüz welatın
Dertle yüklü mekansızlar olarak doğduk
dertli dünyamızın dertli topraklarına,
Anamız dert yüklüydü, babamız dert yüklü
Anamızın rahminde başladı dertli yaşamımız
Madalyalar gibi sıralandı sonra
doğar doğmaz küçücük omuzlarımıza
9
Beni ben bağlarım berrak düşlere
çırpınır bir kuş gibi uçmaz kanatlarım…
Altlarından zümrüt yeşili ovalar, ak köpüklü denizler, başı karlı dağlar son hızla gelip geçiyordu. Ak bir güvercin şekline dönüşmüştü Mantıvar. Yanında kızıl kanatlı bir ant kartalını andıran Cengiz vardı. Birlikte kanat vuruyorlardı maviye. Ak yelkenli bulutlara giriyorlar... Ok gibi yarıp geçiyorlar bulutları...Yükseliyor, yükseliyor, yükseliyorlar göğün derinliklerine doğru. Denizler bitiyor altlarında,kıtalar başlıyor.. Uzanıyorlar ekvator boyu cangıl alemlerine. Dalışlar yapıyorlar avına saldıran şahinler gibi...Süzülüyorlar tropikal ırmaklar üzerinde. Gidiyorlar, gidiyorlar, bitmiyor yollar... Cengiz bir altın anka oluyor, alıyor Mantıvar'ı kanatlarına. Dağlar geçiyorlar, ovalar geçiyorlar, okyanuslar geçiyorlar... Sonunda o da yoruluyor başlıyorlar bir adaya inmeye.
BEBEK VE YÜREK
Bu bendeki
hiç durmadan sancıyan yürek
değil dostlar “manda gönünden”
tavuk derisinden bile daha ince,
KEÇİK ÊN KURD
Keçıkên Kürd
xwîşkên me yên delal
Navên we,
ala serê Çiyane.
ÖZGÜRLÜK GONCASI
Doğum gününde verdik seni toprağa
Acılı yüreklerimize kazdık mezarını
Yerinde rahat uyu özgürlük goncası
Toprağın kıraçlaşmayacak asla
AĞLAR AY BATARKEN YİTİK SEVDALAR
Senden uzak günlerimde
yol almaz gemilerim sevda koylarına
sıcak sularında yakomozlu tropical denizlerin,
Keskin güney yelleriyle
Tam otuz yıl geçti aradan...
Adana otobüs garından
sabaha karşı kalkan otobüs
Antep oto garına girerken
karşılamıştı güneşi.
Geride bırakarak
Ol diyarda köyleri kurtlar basardı
Buz tutmuş yıldızların donuk ışıltısında
Yer demir, hava kurşun, gök bakırdı
Yaşam kangrenleşirdi karanlığın kasığında....
Yollarda harami karakolları her zaman
Bir nefessiz külrengi göğün altında
ve talanıyla kara gölgelerin güzellikleri
hiç bir zaman kararmayacaktır umut
sevda yürekte kızıl kor gibi harlandıkça,
Gün doğmasa da karbonlu sabahlarımıza
gözlerin doğar ışıtarak kararmış gönülleri
İYİ OLUR HERKEZE UYGULANIRSA..........