Tekerlekli üç kat sehpanın
Her rafına sığışmış kardeşlerim vardı.
Hayalimizdeki minibüstü ev diyarında
Sıra bende inecek vardı
İşte gidilecek bir yol daha oyunumuzda
Yoksa umut!
Çoktan sönmüş bir yıldızdan
Arda kalan
Göz bebeklerine akan
Son ışıltı mı?
Düşünüyorum
Necip miyim Fazıl mıyım?
Kaldırımlarda çakılmış
Çilelerde sarsılmış
Çorak benliklerden farksız mıyım?
Hava puslu
Her şey gri...
Patlıyor yağmur damlaları
Alemin boynu bükük ensesinde
Rüyasından uyandım hayatın...
Umutsuzluk
Bir zehir selidir.
Sızar zihinlere oluk oluk.
Umut
Kader sandığın
Yenibosna'da
Bir sokak arasında girdin hayatıma
Bahçende açtı ilk kırmızı gülüm
Pencerende daldı gözlerim sevdalara
Hakikatlerde içten içe yanan közdüm…
Gözlerim yıldız yıldız
Bakıyor yeşil bir geceden
Kalbim param parça
Dökülüyor ezik, çürük bu bedenden.
Çok korkunçtur
Unutmuşum
Küskün zalimliği
Yüreği kas katı
Zihni kan çanağı...
Çatırdıyor sevdam
Sıkışmış, kanamış göğsümde
Yitmiş ama yok olmamış şiirler gibi
O satırları yaktıktan sonra
Şairin sona olan yolculuğu
Kelimelerin sonsuzda uzanışı var ya...
Büyümüşte küçülmüş yüzlerde fakirlik
Daha dokuzunda yakalanmış
Seceattin, Selçuk, Emre
Baharat yolunda sürünerek var olmak
Alınlara çizilmiş derin bir darbe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!