Kaydı işte hayatım
Bu ince buz üstünde
Fakında olmadığım alevlerin uzağında
Kendim ile buluştuğum oyunlarımda
Henüz tutuşmamış
Kâğıttan yüreğim...
Gökyüzü masmavi
Pırıl pırıl deniz
boncuk boncuk.
Yaşamak
işte bu anlarda gizli mutluluk!
Helva kokulum benim.
Soğuğunda soğuğu cecan dağında
Önünden ırmaklar akar tandır ocağında
Ağır ağır demlediğin çaylar gibi
Artık sonuna geldin yolunun
Karlı Palandöken yokuşlarında...
Dalgaların okşadığı sırtını
Kumsalın çakılları okşuyor artık.
Hasretin bir kumsal ötede ya yaşlı taka
Ahhh...
Dizlerim olsa çökerim denizlerin dibine diyor.
İçimde bir parça arabesk filizlendi ya
Bazen onun gibi seviyorum
İlginç yüreğimde öyle sızlıyor bazen
Ne yaptın bana be kara oğlan
Hakikaten yaralarımla içime öyle kanıyorum
Köşk, yenişehir, son durak var mı inen
Ne çok yolculuğa çıktım soğuğunda
Sanki masal diyarında kara tren
Bir gelen bir giden olduk hayat girdabında
Günün birinde
Karlı rüyalar aleminde
Küçücük göğsümde
Durmuş kalbim!
Ey soğukların kaynattığı palandöken
Gelecek boğmaksa ellerinle
bir çocuk gülüşü daha
Kahrolsun kör alem
Tutuşsun tüm evren
Varoluş kül olsun...
Bilmez hayat
Azraile can vermeyi.
Hasret!
Sonsuzluk meleğine asırlık çınar.
Ruhunu
Kemikler ardından
Aldıkça aldı adam...
Kadın elini, avuçlarını
Gerdanında altınlarını
Verebilseydi canını...
İlk hediyemi aldığım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!