Sesinde
büyümüş bir özlem garipliği
yaman acılıklar
kızgın çileler
tarihin o zorba surlarında
ne umutların
Sana yakışıyor aşk
anlaşılır
uslu
şüphesiz
daha hiç olmadığı kadar
gerekli ve önemli
Geri alıyoruz
çalınmış bütün mutluluklarımızı.
Kızıl elmalı mor yanaklarımızın morsuzluğunu.
Bozulmuş oyunlarımıza geri dönüyoruz,
yıkılmış oyuncaklarımıza.
Evlerimiz geri dönüyor evcilik oyunlarına.
Başın göğsümde
yüzün göğsüme serilmiş
sağ elin karnımda
sağ elim saçlarında
okşamakta beline kadar bir yol boyunca
bazen sırtında-beline kadar
Susmayan bir keman yokluğun.
Bağırdıkça yaman oluyor etrafım.
Birbirine dolanıyor nefeslerim.
Hiçbir ağaç yaşamıyor sanki.
Bütün yağmurlar geri yağıyor.
Ne çok yaşlı duruyor uzaklığın.
Gidişin ne yeni.
Hani uzansak az önceye,
birbirine sarılacak heryerimiz.
Bilmiyoruz.
Neresindesin sonranın.
-I-
Uçamıyor her kanatlı.
Yüzme bilmeyen balık yok.
Usmayı da biliyoruz,
yazmayı da oysa.
Kürtçe bir ezgiyle seni dinlemek Türkçe.
Şaşkınlığımızda gidişin.
Kapımızda düşüşün.
Hiçbirimize yetiştiremediğin imdatların kadar demli ve kırgın.
Pişmanlığın dönülmez çıkmazında soğutarak yaşamı.
Geriye dönemediğin bütün bakışlarında boğarak içimizi.
İçimin çalınmış mavisi
ömrüme çizilmiş kutsal resim
tuvaline al beni
yüzüne yerleştir yüzümü
rengime mavi çiz
gülerek ağlamayı göster
Bilmediğim bir dilde şarkılar içindeyim
soğuk yerler yapışmış ayaklarıma
saçlarım parmaklarıma dolanmış
kimse duymuyor ne bağırdığımı
anladıklarımı bilen yok
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!