İmam efendi, babam öldü
Yanık sesinle veriver bir sela
Duysun bütün eş, dost ve akraba
Babam tanınmış, meşhur bir adamdır,
Marmara da onlarca inşaatı vardır,
Sakın katılım eksik olmasın bu bir itibardır
Malım, mülküm, şöhretim yok
Yalnız senin için gönül şiirlerim çok
Dersen ki, içi boş şiirlere karnım tok
Sen bilirsin, be arkadaş;
Benim de başka yapabileceğim bir şey yok
Yolun açık olsun, sonra görme benden zarar
Kimi bebek, kimi genç, kimi yaşlı
Hepsinin hikâyeleri kaldı yarı başlı
Seksen beş milyonun ise gözü yaşlı
Perişan etti hepimizi Maraş depremi
Bak hele kiriş var, kolon hiç yok
Teşvik gerektir teşvik, her ne yapılırsa,
Verim alamaz insan, kaprise kapılırsa.
Başarı elbet gelir, gönüllü yapılırsa,
Marifet iltifata tabidir derler, keşke uyulsa!
Önce hizmet deyip, yola çıkılırsa,
Neden, nasıl niçin diye sorma / Rahat ol biraz her şeyi şerre yorma
*
Ey Müslüman, / Bir el de kul hakkı, / Bir elde Kitabı Kuran / İstersen ince düşün biraz / Bu şekilde kabul olur mu duan? / Ne olacak sanki diye, ayıptır sorman
*
Gece kondu, kırık dökük, delme çatma evler
Çatıdan yağmur, pencereden soğuk girer
Şükür kurtulduk diyecek kadar mütevazidirler
Muhacirlere - Ensar olabiliyor muyuz?
Çocukların kimi eşikte, kimi de beşikte
Ey yüce rabbim,
İlahi hikmeti nedir, bizce bilinmiyor,
Lakin acı bir imtihan var, sonuç iyi görünmüyor
Fitne – fesat girdi aramıza, Müslümanlar oldu harap
İsrail - Amerika ve kardaşları rahat mı rahat
Ortamı karıştırıp, sonra çıkıyorlar aradan
Yaşlılık herkesin resen gireceği yol olup geri dönüşü yoktur. Gün geçtikçe geniş aileden çekirdek aileye doğru yol alıyoruz. Dolaysıyla toplumsal olarak bireyselleşiyoruz. Bu durum da özellikle belirli oranda apartmanların, dairelerin planlarının yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor diye düşünüyorum. Çünkü köy yaşam alanından şehir yaşam alanına daha doğrusu evladının evine gelen yaşlılar tam olarak uyum sağlayamıyorlar. Örneğin, sabah erken kalksa evdekiler uyuyor, gürültü yapsa belki torunlar ders çalışırken rahatsız oluyorlar, haber izlemek istese gelin hanım dizisini kaçırmak istemiyor, acıksa belki dolabı açmaya çekinebiliyorlar. Dolaysıyla yaşlılar evlatlarının evinde ekseriya ne ev sahibi ne de misafir hesabı arada kalıyorlar. Durum böyle olunca annesine babasına düşkün olan evlatları derinden üzüyor ama başka çare de bulamıyorlar.
İşte bu bağlamda, özellikle orta halli vatandaşlar için evlat refakatinde evlada komşu olabilmek formülü ortaya çıkıyor. Sizin anne babanız yaşlandı kendilerini idare edemez duruma düştü. Evlat olarak bunu dert edinmek ve rahatsız olmak zorundasınız. Çünkü gezen görür, yaşayan ölür, eden bulur, kaybedince de daha kıymetli olur. Lakin anne babanız biraz da ehli geçim değil yanınızda fazla kalınca sıkıntı doğuyor. Hatta aile parçalanmasına doğru yol alıyorsunuz. Çünkü eski sabır kimselerde kalmadı. Ama köye gönderince de gözünüz hep arkada kalıyor, içiniz rahat etmiyor. Bu durum da sizin dairenin bitişiği 1+1 daire olduğunu düşünelim. Annenizi babanızı getirir oraya yerleştirir, anahtarını da cebine verir, genel ihtiyaçlarını karşılarsınız. Geceli gündüzlü bir ihtiyacı olsa duvara vurur sizde koşar adım gidersiniz. Hatta arada, anne baba yarın sabah kahvaltıya senin oradayız artık akşamdan hazırlığını yap deyip gönlünü alırsınız. Arzu eden eşi dostu veya diğer evlatları da daha rahat gelir gider. Kendileri de canı isterse size gelir istemezse çeker kapısını evinde oturur.
Azrail güzel melek, şeytana uyan nefsim
Kim bilir hangi vakit nerede düşer bedenim
Ne bileyim, hangi makastan iki metre kefenim
çok olsa da günahımız,
sensin bizim tek ilahımız
mizanda ağır bassın sevabımız
ne olur yardım ediver Allah'ım
zihnimizde türlü türlü vesvese
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!