sen iftârdan sonra
sigaramdan çektiğim ilk nefes
sen geç gelen
bereketli bol yağmur
kurak topraklarımı yeşerttin
şükür varlığına
Ağzımın yarını
dîdemin tuzlu suyunu elimin tersi ile sildim.
Yar çok derindi.
Uzun uzun baktım baktım...
kuşlar gibi döndüm üstünde...
Kendimi bir taş gibi bırakacaktım
melek şelâlesi gibi
yorgunluk
çisil çisil akıyordu
uzun adamın omuzlarından
kırılıyordu renk renk
suyun tayfı
dünyâyı yıkmayacağız bir gün
bombalamayacağız
dağları köyleri yolları a dostlar
baştan onaracağız
kale gibi
kalem gibi
Anam anam anam diyerek
ağlıyordu garibim
alnından yukarı doğru sürekli
sağ ayasını bir zımpara gibi bastırarak
ve parmaklarının arasında
kömür karası kısa saçlarını kaldırarak
dün akşam
yıldız ziyâfeti çekti bahadır
şehrin en zirvesinde
memleket ışıl ışıl
gökyüzüne baktım zümrüt gözlerin
uzattım ellerimi
bu gece
beyaz güvercinlerin peşinden
sonsuzluğa uçuyorum
bu gece
bütün efkârımı sensiz yaşıyorum
kalbimde binlerce dost var
nereye baksam
yine şeytan pelerini
zifîr zifîr
anafor anafor
yalnızlık
bir sıcak asfalt dökülüyor
güzelliğin melez manolya
mistik gözlerinde sır dolu tecessüs
şehirde
dağda
korkunç vâveylâ
kifâyetsiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!