Umut ilkbaharla gelir,
İner yemyeşil bağlara;
Dağların nazlı ceylanı
Açar gönlünü dağlara.
Saçlarına usul usul dökülür yağmur;
Aman beyim sen kim, ben kim?
Elimdeki nasıra bak!
Ayrı dünyadanız sankim;
Halıya bak, hasıra bak!
Layığım ben bu azara,
Epey oldu bağrım yaralanalı;
Sen daha küçüksün, çoktan bir iş bu.
Gözlerim hayata aralanalı
Her gün vurulurum, oktan bir iş bu.
Karada, denizde mahkûm yürürüm;
Yolunda kendimi seyyah eyledim,
Hâr eksik olmadı benim râhımdan.
Bütün hislerimi nigâh eyledim,
Yine de tanındım giryegâhımdan.
Biri yüreğimi sana bağlattı,
“Dostum, şuncağıza bir bakıversen,
Bir türlü akordu bulamıyorum;
Uzaktan kumanda icat olunmuş,
Elime almadan çalamıyorum.
Haram olsun bunca verdiğim para,
Gene hava karanlık, gene gökyüzü pustu;
Gene belirdi gecenin içinden. Ve sustu!
Tekrar o aynı ürpermeyi duydum içimde,
Gene rüya o rüya, kâbus aynı kâbustu.
(14 Aralık 1989)
Dostum, sağ yanından kalktığın günde
Çarşı pazar yollarında coşarsın;
Hayâlini kısraklara bindirip
Sahralar, şehirler, dağlar aşarsın.
Bir de sol yanından kalktığın olur,
Yine ortaya çıktı göklerin hediyesi,
Yeni yıl beyaz beyaz yere dökülüyordu.
Ak renkli bir tebessüm sarmaladı herkesi,
Nazarlar perdelerin ardından gülüyordu.
Kabardı insanların sanatkâr damarları,
Her şey kısmet dostum, buna böyle bak;
Nasipse, elini aç; geliverir.
Yağ derse yağmura Hakim-i Mutlak
Tohumu toprağa saç; geliverir.
Kendine güvenip rızık aranma,
Dostlar, hoş geldiniz, bayramdır bugün;
Bize şehitlerden ikramdır bugün;
Onları anmamak haramdır bugün..
Toprağı kutsal bu güzel yörenin
Güzel çocukları Kızılören’in.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!