susuyor harfler
güneş geçmiş şapkasını evde unutan a'ya
ki bilirsin
rüzg'a'rda da lazım olur o,
dağılmasın diye güzel saçları...
rutin uyanış peşisıra
baş ağrısı yapıyor düşler
renklerini
küçük bir kız çocuğunun
sayfaları hayallerle dolu günlüğünün
ilk sayfasına bırakıyor gök...
Şimdi gece yüzlü aptal bir saatin akrebiyle yelkovanı arasına sıkışmış halde,
Bir bardak suyun hali kalmıyor hatır sormaya bile.
Bazı yangınlar düşmüştür şimdi,
Gölge ettiğimiz kuytu köşelere,
Sirenleri uyumadığım bir gecenin sabah alarmıdır,
aşk
kimyasal bir silahtı artık
ve bu işten en çok
at ile avrat alınıyordu...
nükleer bir sevişme içindi
gün ışıdığında geceye
gece bile değişmemişti
çünkü yoktun.
olmadığın kadar ağırdı başım yastığımda
bu sebeple ağrırdı hatta
Fiyakalı bir giriş yapmalıyım diyerek bunu seçtim.
“söz uçar yazı kalır”
Kalır mı gerçekten de? Uçan çok şey gördüm, mesela su…
Buhar oldu adı, bak isim bile değiştiriyor şeklinin yanında uçan şey…
Ama biz biliyoruz ki o suydu ve bizim için hep su kalacak.
Nasıl bilirdiniz?
bu tribal enfeksiyonlar
bu soğuk alınganlıklar yüzünden tükettik
bir yığın çocukluğu...
eşkali belirsiz bir yağmurda
üşütüyoruz tüm acılarımızı...
açtığım çeşmelerde senin saflığın
sıcak ekmek yoksunluğu
haftasonu sabahlarında
yokluğun...
bir daha hiç gelmeyecekmiş gibi giden elektrik
Bir yıldız
Akarken akasyalar ardına,
Orkide kılıklı bir orkinos
Denizler ordinaryusunun emrinde…
öyle bir yokluktur
tüm bolluklar arası
olmayan şiirlerin ve sözlerin
öyle dudaklardan dökülür ki
hazırdan şiirdir
ve satılır toptan
Bir şiirini okuyunca karar verdim bütün şiirlerini okumaya.. Zaman zaman misafiriyim sayfanızın sayın Uçar.. başarılarının daimi olmasını dilerim