Yüzünden düşen bin parçayı
Yere düşmeden yakalıyorum
Avuçlarımda yaşlanıyor her biri
Kızgınlığın bile benim olmalı diyorum
Aklımı kaybettiğim yerde buluyorum hataları.
ne varsa
boşalıyorum aklına.
yağamadığım her mevsim
sana kusuyorum yokluğumu...
(anlamanı istemiyorum)
beyin hücrelerinde aşk yok
Elimde olmayan nedenlerle var ettiğim
Şapkası eksik yumuşak g
Ne kadar sert kalırsa hayatta
Tutundum türk dil kurumuna
Ağız tadıyla iki laf ettirmediler
Sıkıştım gereksiz sözcüklerin arasına
gıyabında yaşanan müebbet bir sevdadır adın
korkak kaçak biçare uyanmaktır vazgitmek yollarına
seninle çırıl ve çıplak sözcükler dağılır zerre toprak
hücrelerimin her köşesine...
us'lu ama aptal
uslu ama yaramaz bir çocuğun adı yazılır tahtaya
kırıldı en aciz yerleri içimin
buğulandı odanın camları
bir
yeşile bulandı yeşil
bir
maviye yüz çaldı gök
okuması yazması yok gecenin
müsvedde çalakalem isimler işliyorum aklımdaki duvarlara
nefesimi sona bırakıyorum sularda,saat beş sularında,
devam ediyor gibi edemiyorum mesela
etmeler buluyorum günün orta yerinde bir garda
bir tren var herkesi alıp gidiyor
yazdılar ama türkçesini bilmediler,
yalan yanlış, bölük sözcük parçaladılar kalemimi.
bizzat ağlandı üstüne ve
bu sayede bir sonraki ders sulu boyaya geçildi.
çirkin palyaçolar yaptık
bir sentezi fotoğraflamanın
bitkisel sonuçları vardı
azotla çalışan insanların
yanması kadar doğal
ve yeşile bürünmesi
rengarenk ağaçların mucizeydi
seni uzaktan sevmekti
en acı yalanı
satırsız ve soluk bir mektup ardısıra
soluksuz bir satırarasında kalan
aklıma
elime
Anlamını yitirdi artık şehirlerarası otobüs yolculukları
Vedalar ayrılıklar yok
Bir umuda gitmek yasak
Ve hazır tüm yol üstü yalanlarım…
Bir şiirini okuyunca karar verdim bütün şiirlerini okumaya.. Zaman zaman misafiriyim sayfanızın sayın Uçar.. başarılarının daimi olmasını dilerim